| Zıpkınların uçlarında, fok derisinden çizmeler güneşte kuruyor. | Open Subtitles | على رؤوس الحِراب، تجفّف الأحذية المصنوعة من جلد الفقمة تحت الشمس. |
| Yırtık kot, deri çizmeler, göz makyajı, saç baş darmadağın gittim oraya. | Open Subtitles | وقطع لي بلدي سترة، بلدي الجينز الضيق، بلدي الأحذية جلد الثعبان، والقليل من الماكياج، وشعري الطويل. |
| çizmeler dışında uydu. Onlar biraz sıkıyor. | Open Subtitles | كل شيء مناسب ما عدا الحذاء إنه ضيق نوعاً ما. |
| Şu eteğe bak! Mükemmel çizmeler. Hâlâ duruyorlar mı? | Open Subtitles | هذا الحذاء طويل الرقبة رائعا ، أمازلتِ تحتفظين به |
| Öyle olsun, kendime yeni çizmeler aldım. Ayağımı çok vuruyorlar, ama ilk günkü parlaklıkları hâlâ üzerlerinde... | Open Subtitles | حسناً، لدي حذاء جديد، إنه ضيق لكنه ما زال يحتفظ بلمعان المصنع |
| Aslında, gördüğüm şu adam rokete benzer çizmeler giyiyordu. | Open Subtitles | حسناً، أتعرف، الرجل الذي رأيته، كان يرتدي أحذية صاروخيّة؟ |
| Ama adı bu değil, Müstehcen çizmeler diye bir karakter yok. | Open Subtitles | هذا ليس اسمها. لم تكن توجد شخصية تُدعى "كينكي بوتس". |
| Evet, ve bu fantezi çizmeler gelecekten bana getirdi. | Open Subtitles | أجل ، و هذه الجزمة الرائعة أحضرتني من المستقبل |
| Hayır, hayır... şu şeyler. Jet çizmeler, eski hava delikleri. | Open Subtitles | كلاّ، بل الأغراض الأحذية الطائرة، وفتحات التنفس القديمة؟ |
| Sadece çizmeler ve kol boyları daha uzun olacak. | Open Subtitles | ماعدا أن الأحذية أكثر ارتفاعاً والأكمام أكثر طولاً |
| Sözü geçen yüksek topuklu çizmeler bunlar mı? | Open Subtitles | الأن هذا الحذاء ذو الكعب العالي الذي كان يتحدث عنه ؟ |
| Anne, her şeyi veririm yeter ki çizmeler benim olsun. Pazarlık ediyorduk. | Open Subtitles | "أمي، سأستغني عن كل شيء لأجل الحصول على ذلك الحذاء"، مساومة إياها |
| Willie'nin çizmelerini keyfimden yaladığımı sanıyorsunuz, gerçi biraz öyle, çizmeler güzel, ama bunlara katlanmamın bir nedeni var. | Open Subtitles | ربما تعتقدين انني العق حذاء ويلمي لانني احبهم.. وانا كذالك قليلا.. |
| Ve benim gibi kırmızı çizmeler içinde başka bir kız hayal ettim. | Open Subtitles | و أتخيل فتاة صغيرة أخرى مثلي تماما في حذاء عال أحمر |
| çizmeler Circle marka, iş amaçlı. | Open Subtitles | الحذاء هو حذاء عمّال من نوع نادر. |
| Eski çizmeler, kağıt havlular Tezgahtar kız, tanımadığım adam | Open Subtitles | أحذية قديمة، ورق حمم فتاة تسوق، شخص غير معروف |
| Teşekkür ederim, son gittiğimiz istasyondan almıştım yeni çizmeler ve son derece pratik ama şirin bir şapkayla. | Open Subtitles | أخذته من المحطة الأخيرة التي توقفنا فيها بجانب أحذية جديدة , وغير عملية لكن ببساطة قبعة رائعة |
| Seni severim ama Müstehcen çizmeler gösteriydi, karakter değil. | Open Subtitles | أحبك، لكن "كينكي بوتس" كانت مسرحية وليست شخصية. |
| Denedikten sonra olacak ama. Bu çizmeler sanki ayaklarıma Fransız öpücüğü konduruyor. | Open Subtitles | ستصبحين بحاجتها ما أن تجربيها يبدو أن هذه الجزمة تقبل قدمي بالطريقة الفرنسية |
| Sıcak tutacak giyecekler, çizmeler, iyi bir bıçak. | Open Subtitles | بعض الملابس للتدفئة، بعض الجزم وسكين جيد |
| Benim olmayan çizmeler giyiyorum. | Open Subtitles | وانا البس احذية عمل والتي هي ليست لي لا تفكر حتى في |
| - çizmeler önemli değil. | Open Subtitles | الأحذيه لا تهم. |
| çizmeler eskidiğinde bizi dinleyeceklerdi. | Open Subtitles | عندما تلك الاحذية ستبلى سيكونون مستعدين وقتها للإستماع لاحقا .. |
| DeMille's'de uzun ve ince topuklu çizmeler satılıyor. | Open Subtitles | لديهم تنزيلات في محلات ديميل على تلك الجزمات الطويلة ذات الكعوب العالية |