| Pittsburgh gibi yerlerin bir çok bölgesinde, beş dakika yürüyüş mesafesinde olan çok az şey var. | TED | هناك القليل من الأماكن التي تقع ضمن خمس دقائق سير في معظم المناطق مثل بتسبيرج. |
| Fakat sen, 2306 nolu vagonda işine devam ederken görecek çok az şey var. | Open Subtitles | ولكن مع استمرارك بعملك في العربة .. 2306 هناك القليل لتراه |
| Şu aşamada yapabileceğimiz çok az şey var. | Open Subtitles | في هذه المرحلة، هناك القليل جدًا مما يمكننا فعله. |
| Doğanın yapamayıp bizim yapabileceğimiz çok az şey var, Bay Marlott. | Open Subtitles | " هُناك القليل جداً مما يُمكننا فعله لا تستطيع فعله الطبيعة يا سيد " مارلوت |
| Şu anda yapılacak çok az şey var | Open Subtitles | سيكُونُ هُناك القليل لنفعلهُ |
| Sizin için yapabileceğim çok az şey var. | Open Subtitles | لكن سأستمر في الكتابة هناك القليل جداً يمكنني القيام به بالنسبة لكن. |
| Hayatımda, o geceden daha fazla pişman olduğum çok az şey var. | Open Subtitles | هناك القليل في حياتي الذي أندم عليه أكثر من تلك الليلة. |
| - Onun yapamayacağı çok az şey var. | Open Subtitles | هناك القليل الذي لا يمكن فعله هذا الرجل. |
| Yapamayacağım çok az şey var. | Open Subtitles | هناك القليل من الأشياء التي لا يمكنني القيام بها. |
| Bence burada senden habersiz olup biten çok az şey var. | Open Subtitles | أعتقد أن هناك القليل جدا مما يحدث هنا أنتِ لا تعلمين به |
| Yapabileceğim çok az şey var. | Open Subtitles | هناك القليل فقط, مما يمكني فعله |
| Oğlum hakkında bildiğim çok az şey var | Open Subtitles | هناك القليل جدًا الذي أعرفه عن ابني |
| Söylenecek çok az şey var, O'Neill. | Open Subtitles | هناك القليل لقَوله، أونيل. |
| çok az şey var. | Open Subtitles | هناك القليل بالداخل |
| Hatırladığım çok az şey var | Open Subtitles | هناك القليل جداً الذي أتذكره |