| Bay Chase, gururum okşandı ancak işimi çok ciddiye alıyorum ve geçici bir arzu adına bunu riske atmayı hiç istemiyorum. | Open Subtitles | أشعر بالإطراء، لكن آخذ عملي على محمل الجد لا أريد تعريض كل شيء للخطر لقاء ما يزعم أنها رغبة سريعة الزوال |
| Bil diye söylüyorum, Cary, müvekkilin olarak, ...bu işi çok ciddiye alıyorum. | Open Subtitles | ومعلوماتك يا كاري بصفتي موكلك أنا آخذ هذه الأمور على محمل الجد |
| Bu ayın 13 'ü cuma olayını çok ciddiye alıyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تتعاملين مع جمعة الــ13 بجدية كبيرة |
| Biz bu kuralı çok ciddiye alırız. Değil mi Rob? | Open Subtitles | نحن نتبع هذه السياسية بشكل جدي صحيح يا روب |
| - Hayatı çok ciddiye alıyorsun. - Hayat ciddiyet ister. | Open Subtitles | أنت تتعاملين مع حياتك بجدية شديدة الحياة جادة ولا ترحم |
| Baba, bu işi çok ciddiye alıyor ve bunu doğru şekilde yapmak da zaman alıyor. | Open Subtitles | يأخذ الوالد هذه الوظيفة على محمل الجدّ ويحتاج وقتًا ليؤدّيها جيدًا |
| Ancak bu konsey, uluslararası korsancılık gibi şeyleri çok ciddiye almaktadır. | Open Subtitles | ولكن هذا المجلس يأخذ الأمور مثل القرصنة الدولية على محمل الجد |
| Tahmin ettiğiniz üzere Allied Sigorta işini çok ciddiye alır. | Open Subtitles | كشركه تامين في لوس انجلوس ناخذ القضية على محمل الجد |
| Sonuç olarak, Amerikalılar tehdidi çok ciddiye alıyorlar. | TED | ونتيجة لذلك، فإن الأميركيين اأخذوا التهديد على محمل الجد. |
| Birleşik Devletler'de tanıtım ve gizlilik haklarımızı çok ciddiye alırız. | TED | في الولايات المتحدة، نأخذ حقنا في الخصوصية والشهرة على محمل الجد. |
| İnsanlar bunun tek gecede elde edilmiş bir başarı olduğunu düşünebilir ama kabul edilmemin sebebi bundan önce 17 yıldır, hayatı ve eğitimi çok ciddiye almam. | TED | قد يظن الناس أن هذا نجاح بين عشية وضحاها، ولكن هذا حدث لأنني لمدة 17 عاما قبل ذلك، أخذت الحياة والتعليم على محمل الجد. |
| Ben kendimi hiçbir zaman çok ciddiye almadım. | TED | أ.غ.ف: أو تعلمين؟ لم آخذ نفسي قط على محمل الجد. |
| -Daha önce ortak vardi ama... -isimi biraz çok ciddiye aliyordum. | Open Subtitles | كان لديّ شركاء سابقاً واتضح أنني أتعاطى وعملي بجدية كبيرة |
| Anna, baban güvendi ve seni bana emanet etti ve ben de bu görevi çok ciddiye alıyorum. | Open Subtitles | آنا، أبوكِ إئتمنني بعليكِ، وأنا آخذ هذا الدور بجدية كبيرة. |
| Bayan Buezy, sizi temin ederim ki bu durumu çok ciddiye alıyorum. | Open Subtitles | سيدة بيزي أريد ان اؤكد لكي انني سأتعامل مع هذه الحادثة بشكل جدي |
| Siz kızlar herşeyi çok ciddiye alıyorsunuz. | Open Subtitles | أنتن يافتيات تأْخذنَ كُلّ شيءَ بشكل جدي. |
| Bugünü çok ciddiye alıyorum. | Open Subtitles | أنا آخذ هذا اليوم بجدية شديدة. أعلم أنك تفعل هذا. |
| Evlilik bağlarını çok ciddiye alırım. | Open Subtitles | لقد أخذت شروط الزّواج بكلّ محمل الجدّ |
| Tamam burası küçük bir kasaba. Okul ruhunu çok ciddiye alırız. | Open Subtitles | حسناً إنها مدينة صغيرة و نحن نأخذ روح مدرستنا بجدية أكبر |
| çünkü bu adamlar kendilerini gerçekten çok ciddiye alıyorlar. | TED | لأن هؤلاء الأشخاص يتعاملون مع أنفسهم بجدية أكثر من اللازم. |
| Biz uzayolojistler bu tip konuları çok ciddiye alırız. | Open Subtitles | فنحن المؤمنون بعلم الفضاء نأخذ هذه الأمور بجدية بالغة |
| Sizi temin ederim ki biz işimizi çok ama çok ciddiye alıyoruz. | Open Subtitles | أستطيع التأكيد لك أننا نأخذ عملنا بجدية تامة |
| Ama babam ve dedem gibi adamlar kadınları çok ciddiye alırlardı. | Open Subtitles | لكن الرجالَ يَحْبّونَ أبي وجَدَّي أَخذتْ النِساءُ بجديّة كبيرة. |
| Doğru. çok ciddiye almayın. Gayet güzel işler yapıyoruz. | Open Subtitles | هذا صحيح، لا تأخذوا الأمر بجدية جميعناً أبلى بلاءاً حسناً |
| İnan bana Tony, Somali'de böyle şeyleri çok ciddiye alırlar. | Open Subtitles | أؤكد لك يا توني أنهم يأخذون مثل هذه الأشياء على محمل الجدية في الصومال |
| Lisanı çok ciddiye alıyoruz çünkü kendimizi de pek ciddiye alıyoruz. | Open Subtitles | نميل إلى النظر باحترام إلى لغة ما، لأننا ننظر باحترام إلى أنفسنا. |
| Alışılmadık şekilde, hepimiz bu yarışı çok ciddiye aldık. | Open Subtitles | على غير العادة،جميعنا أخذنا هذا التحدي على محمل الجّد |
| Bu terör bokunu çok ciddiye alıyorum. | Open Subtitles | آخذ هذه الأمور الإرهابيّة بمحمل الجدّ. |