| Ama inanılmaz iyimser olmanıza izin veren çok daha iyi bir benzetme var ve o benzetme de elektik endüstrisi. | TED | لذا فهناك تمثيل أفضل بكثير يجعلك متفائلاً بصورة لا تصدق وهذا التمثيل هو صناعة الكهرباء. |
| Hepimiz üzerimize düşeni yaparsak, ben çok daha iyi bir alanda olacağımızı düşünüyorum. | TED | لو أننا جميعا قمنا بدورنا، سوف نكون في حال أفضل بكثير. |
| Çok basit bir nedenden dolayı çok daha iyi bir şey yapacağımızı düşünüyorum: Gerçekler işte orada. | TED | وأعتقد أننا في طريقنا إلى القيام بشيء أفضل بكثير لسبب بسيط جداً: إليكم بعض الحقائق. |
| Muhtemelen benden çok daha iyi bir eleştirel düşünür olur. | Open Subtitles | وربما يكون مفكراً نقدياً أفضل مما كنت أنا عليه أبداً |
| Serbest piyasada elde edeceğinizden çok daha iyi bir teklif Bay Pemberton. | Open Subtitles | إنه أفضل عرض عما ستحصل عليه في السوق المفتوحة |
| Elbette Caroline benden çok daha iyi bir binici. | Open Subtitles | بالطبع (كارولاين) تقود الجياد أفضل مني بالطبع |
| Ama optik biliminde keşfettikleri ışığı modellemesini değiştirdi ve onu çok daha iyi bir ressam yaptı. | TED | ولكن بعض فترات الراحة ساعدته في تغيير طريقة تمثيله للضوء وجعلت منه رساماً أفضل بكثير. |
| Eğer bunu başarırsak, ki bence yapabiliriz ve aslında kesinlikle yapmalıyız da, tüm hastalarımızın çok daha iyi bir yaşantısı olmasını sağlayabiliriz. | TED | لو قمنا بذلك وأعتقدُ أننا نستطيع، وأعتقد بالتأكيد أنه علينا القيام بذلك يمكننا ضمان أنه سيكون لدى جميع مرضانا تجربة أفضل بكثير. |
| Mimariyi gerçekten, tüm kusurlarıyla bile, hazır yapılmış birşeyin sürekli tekrarlanan boşluğundan çok daha iyi bir alana dönüştüren riskler. | TED | المخاطر التي تحرك حقا العمارة حتى مع كل عيوبها، الى فضاء أفضل بكثير من أي وقت مضى أن تتكرر خواء الشيء الجاهز. |
| Eğer onların neler konuştuğundan ziyade kayda biraz dikkat etmiş olsaydın çok daha iyi bir iş yapmış olacaktın. | Open Subtitles | كان يمكننا أن نمتلك تسجيلا أفضل بكثير إذا زاد إهتمامك بالتسجيل |
| Şimdi çok daha iyi bir şey var. Gerçekten mi? Ne? | Open Subtitles | ـ وجدت شئ أفضل بكثير ـ حقاً ، وما هو ؟ |
| Sütten çok daha iyi bir şey aldım! | Open Subtitles | أوه، لقد حصلت على شيء أفضل بكثير من اللبن. |
| Sen benden çok daha iyi bir doktor olurdun. | Open Subtitles | أنت كَانَ يمكنُ أَنْ تَكُونَ طبيب أفضل بكثير مِنْ أَنا. |
| Ayrıca polis olduğundan çok daha iyi bir bovlingcisin. | Open Subtitles | بالاضافة، أنت لاعب بولينغ أفضل بكثير من كونك شرطياً |
| çok daha iyi bir şey var burda, onların gizli mücevheri. Fotokopi makinalarını bulduk. | Open Subtitles | لدينا شيئاً أفضل بكثير , تاجهم الجوهري , آلة طباعتهم |
| Eğer öyleyse çok daha iyi bir hikâye olur. - Ağabeyi sorguladınız mı? - Ortada bir sebep yoktu ki. | Open Subtitles | لكنّها قصّة أفضل بكثير إذا كان مميتاً هل قابلتِ الأخ؟ |
| Daha önce çok daha iyi bir kulübe üyeydim. | Open Subtitles | إلاّ أنني كنتُ أنتمي إلى نادٍ أفضل بكثير |
| Ya porno izliyorsun, ya Discovery kanalını. 'Dans Etmeyi Öğreniyorum' oynamak çok daha iyi bir şey eminim. | Open Subtitles | صحيح، فممارسة لعبة ثورة الرقص خيار أفضل بكثير |
| Ama aslında düşündüğümden çok daha iyi bir adammış. | Open Subtitles | . . لكن في الحقيقة هو رجل أفضل مما كنت اظن |
| Benim yapabileceğimden çok daha iyi bir iş çıkarttın. | Open Subtitles | لقد قمتى بعمل أفضل مما كنت سأفعل |
| John Madden Eski Oakland Raiders Koçu Büyük kolej koçlarından çok daha iyi bir koçtur o. | Open Subtitles | إنه أفضل مدرب من جميع المدربين التي شهدته كليتنا، |
| Bu çok daha iyi bir fikir. | Open Subtitles | لا , إنه أفضل |
| Elbette Caroline benden çok daha iyi bir binici. | Open Subtitles | بالطبع (كارولاين) تقود الجياد أفضل مني بالطبع |