| çok garip bir şey söyledi. Şarkıcıyı görüyor musun? | Open Subtitles | شيء ما غريب جداً هل ترى تلك الفتاة التي تغنّي؟ |
| Ama çok garip bir aile çatışmasının ortasındaymışım gibi gözüküyor. | Open Subtitles | ولكن يبدو وكأنني في وسط ما يبدو اختلاف عائلي غريب جداً |
| Bu, Mall'daki bürokrasi tarafından kurulmasının ne kadar zaman alacağının sorulduğu çok garip bir an. | TED | هذه لحظة غريبة جداً حيث سألنا بيروقراطيو المول كم من الوقت تستغرق للتثبيت. |
| Bayanlar baylar, bu gece size çok garip bir hikaye anlatmak için buradayım. | Open Subtitles | أيها السيدات والسادة، أنا هنا الليلة لرواية قصّة غريبة جداً لكم |
| çok garip bir his, yalnızlığı, ta içinizde hissediyorsunuz. | Open Subtitles | الأمر غريب جدا عندما يغمرك إحساس الوحدانية |
| Bunun çok garip bir davranış olduğunu kâbul etmelisin. | Open Subtitles | حتى انت يجب ان تعرف. كان ذلك سلوك غريب حقا. |
| Ve eğilip bir şeyleri almanı izlemeyi seviyorum çünkü vücudunu çok garip bir şekilde kullanıyorsun. | Open Subtitles | احب ان اراك تنحني وتلتقط شيئا لإنك تستخدم جسمك بطريقة غريبة حقاً |
| Az önce çok garip bir şey oldu. | Open Subtitles | الشيء الشاذّ فقط حَدثَ. |
| Bunda çok garip bir şey yok. | Open Subtitles | (دارين كولين |
| Burada çok garip bir şey var. Trafo mıknatıslanmış. | Open Subtitles | يوجد شيء غريب جداً هنا، كل المحولات تمغنطت |
| O eski ormanın içinde çok çok garip bir şey var. | Open Subtitles | شيء غريب جداً في الغابة القديمة |
| çok garip bir şey duymak ister misin? | Open Subtitles | هل تريد معرفة شيء غريب جداً جداً؟ |
| Halan, çok garip bir kaza geçirdi, Sara. | Open Subtitles | حادثة غريبة جداً التى حدثت لعمتك يا سارة |
| Kelimesi kelimesine hatırlıyorum çünkü çok garip bir şekilde söylemiştin. | Open Subtitles | أتذكر هذا جيداً لأنك قلته في طريقة غريبة جداً |
| Yüzünde çok garip bir ifade var. Korkmaya başladım. | Open Subtitles | حسناً، لديك نظرة غريبة جداً على وجهك، و هي تخيفني نوعاً ما. |
| Kardiyolojiye bu kadar eğilimli birine bunu söylemek çok garip bir şey. | Open Subtitles | ذلك شيء غريب جدا يقال لشخص لديه ولع بعمليات القلب. |
| Bu aramızdaki dostluğu çok garip bir hâle getirecek. | Open Subtitles | هذا هو الذهاب الى جعل الامور غريب جدا بيننا. |
| Katılıyorum, çok garip bir âdet çocuklar kapı kapı gezer boş torbaları tutup yiyecek için dilenirler. | Open Subtitles | اتفق معك انه طقس غريب جدا الاطفال ينتقلون من باب الى باب وهم يحملون الاكياس الفارغة يستجدون الطعام |
| Kızı, benimle çalışan bir adamın, babasına çok garip bir masaj yaptığını söyledi. | Open Subtitles | ابنته دعت وقالت بعض الرجل التي عملت بالنسبة لي... ... أعطاه تدليك غريب حقا بعد ظهر هذا اليوم. |
| - Dün gece çok garip bir şey dikkatimi çekti. | Open Subtitles | - حسنا، الليلة الماضية، لقد لاحظت شيء غريب حقا. |
| Arabamdan çok garip bir ses geliyor. | Open Subtitles | لقد أغلقنا سيارتي تصدر ضجة غريبة حقاً |
| Az önce çok garip bir şey oldu. | Open Subtitles | الشيء الشاذّ فقط حَدثَ. |
| Bunda çok garip bir şey yok. | Open Subtitles | (دارين كولين |