"çok geç değil" - Translation from Turkish to Arabic

• لم يفت الأوان
• لم يتأخر الوقت
• لم يفت الآوان
• لم يفُت الأوان
• لم يفت الاوان بعد
• لم يفوت الأوان
• لم يفت الوقت
• ليس متأخر جدا
• ليس متأخر جداً
• الوقت لم يفت
• لَيسَ متأخر جداً
• لم يفت بعد
• يفت الأوان بعد
• يتأخر الوقت بعد
• هذا ليس متأخراً

Yani diyorum ki, sanırım henüz çok geç değil. Sen...
حسنا ,ما أود ان اقوله انه لم يفت الأوان بعد

Günahlarınız için tövbe edip Tanrı'ya sığınmanız için çok geç değil.
لكن لم يفت الأوان لتتوبوا عن آثامكم وليقبلكم الرب

Onu geri ara. Fikrini değiştirmek için çok geç değil.
اتصل بها مرة اخرى , لم يتأخر الوقت لتغيير رأيك

Veri kontrol odasındaki bilgileri almak için çok geç değil.
لم يفت الآوان للحصول على .المعلومات من وحدة التحكم بالبيانات

Onları tanımaya çalışman ve onların da seni tanıması için çok geç değil biliyorsun Walter.
لم يفُت الأوان للتحدث معهم لأن تعرف أخبارهم ويعرفوا أخبارك

çok geç değil. Hâlâ 16 saati daha var.
لم يفت الأوان بعد ما زال أمامنا ستة عشر ساعة أخرى

Biz sadece cevapsız. Ve şimdi çok geç değil umuyoruz.
لقد فاتنا ذالك والآن آمل أنه لم يفت الأوان

çok geç değil, canım.
لم يفت الأوان عزيزتي بامكاننا ايقاف هذا حالاً

Hala çok geç değil biliyorsun değil mi? Sıradaki seyahatimize çıkabiliriz.
لم يفت الأوان بعد يمكننا أن نستأنف جولتنا التالية

Öteki tarafa git ahbap. Geriye dön, çok geç değil.
إذهب للإتجاه الآخر يا رفيق إستدر, لم يفت الأوان

Supi, yeni kamuflaj kostümünü giymek için hala çok geç değil.
مهلا ياسوبى لم يفت الأوان لوضع تقنية التخفى الجديد

Hey, çok geç değil. hala Senin için oraya gitmek istediğinizden Eğer, ben can.
لم يتأخر الوقت إذا أردت أن أذهب إلى هناك من أجلك ، فأنا أستطيع

Sana iyi bir baba olabilmek için çok geç değil, değil mi?
لم يتأخر الوقت على أن أكون أباً لك، أليس كذلك؟

Sizi yoldan çıkarmak için gönderildi! Ama çok geç değil.
لقد اٌرسل لكي يغويكِ، لكن لم يفت الآوان بعد.

çok geç değil. Her şeyi düzeltebiliriz.
إذا لم يفت الآوان نستطيع أن نُصلح كل شئ.

çok geç değil, beraber hareket etmeliyiz.
لم يفُت الأوان بعد لكن علينا التحرّك الآن

Benimle evlenmek istemiyorsan, çok geç değil.
إن كنت لاتريد الزواج مني .. لم يفت الاوان بعد

çok geç değil dedim.
قلت لم يفوت الأوان

İstediğin kişi olabilmen iççin çok geç değil.
لم يفت الوقت لتكون الشخص الذي ولدت لتكونه

Hayatımız devam edebilir, çok geç değil.
حياتنا تستطيع الإستمرار هذا ليس متأخر جدا

Fikrini değiştirmen için çok geç değil.
..انهُ ليس متأخر جداً لتغير رأيك الآن

Anne, buraya sana "vazgeçmek için çok geç değil" demek için geldim.
أمي ، لقد أتيت هنا لأخبرك أن الوقت لم يفت للتراجع

Biliyorsun, bana çıkma teklif etmen için hala çok geç değil.
تَعْرفُ، هو لَيسَ متأخر جداً لطَلَب منني الخروج معه.

Eğer Hal yaşıyorsa, hala çok geç değil.
إذا ما زال على قيد الحياة هال، ذلك الوقت لم يفت بعد.

Dünya Shinobi'leri ile uzlaşmak için hala çok geç değil.
لم يتأخر الوقت بعد على التفاوض مع شينوبي الأرض.

Lütfen, beni ve yardımcılarımı bırakırsanız henüz çok geç değil
من فضلك, هل يمكنك ان تفرج عني و عن مساعدي هذا ليس متأخراً