| Beni yanına aldığında çok genç ve masumdum. | Open Subtitles | عندما أخذني تحت جناحه كنت صغيرة جداً و بريئة |
| Annem çok genç evlenmiş ve hayatını bize adamış. | Open Subtitles | أنظر , أمّي تزوّجت صغيرة جداً و برعت في تربيتنا |
| Onun hayali bir arkadaşa sahip olmak çok genç olduğunu söyledi. O ikidir. | Open Subtitles | لقد قلت أنه صغير جداً ليكون . لديه صديق خيالي ، عمره سنتان |
| Tahta bacakla dolaşmak için çok genç. | Open Subtitles | صغير جدا في انك تتمنى القفز على سيقان الصفصاف ولاتستطيع |
| Joey ile yeni tanışmıştım ve bana henüz çok genç olduğumu söylemiştin. | Open Subtitles | كنت قد قابلت جوي لتوى، وقلتي لي انى صغيرة جدا على ذلك |
| Bu ona çok ağır gelir, daha çok genç. | Open Subtitles | ومع هذا يظل الامر صعباً فمازال صغيراً جداً |
| Ayrıca Harriet'in ona göre çok genç ve üst sınıftan olup olmadığını da. | Open Subtitles | أو إذا ما كانت صغيرة للغاية أو ما إذا كان أدنى من مستواها. |
| Çok yaşlı, çok genç, çok pasaklı, çok aptal birini istemezler. | TED | معمرة جدا ، صغيرا جدا ، وضيعة جدا ، غبية جدا ، أنها لن تفعل ذلك. |
| Ve hepsi bu değil. Onun ile evlenmek için çok yaşlı, ve kız da çok genç. | Open Subtitles | و لَيسَ هذا كُلّ شيء ,فهو أكبرُ سناً بكثير من أن يتزَوجها ,وهي لا تزال صغيرة جداً |
| Biliyor musun, çok genç biri için, korkunç derecede akıllısın. | Open Subtitles | أتعرفي، بالنسبة أنّكِ صغيرة جداً لكنكِ حكيمة جداً |
| çok genç ve aptaldım. Ne yapacağımı bilmiyordum. | Open Subtitles | كنت صغيرة جداً و غبية و لم أعرف ما يجب فعله |
| İlk filmini yönetmek için daha çok genç tabi ki. | Open Subtitles | إنه صغير جداً بالنسبة لإخراج فيلمه الأول |
| Biliyorum, bunun için çok genç olduğumu düşünüyorsun değil mi? | Open Subtitles | أعرف.. أنتِ تفكرين أننى صغير جداً,أليس كذلك؟ |
| Estetik ameliyat için çok genç gibi ama bu geniş elmacık kemikleri bu burun kemeriyle imkanı yok. | Open Subtitles | يبدو صغير جدا لاجراء عملية تجميلية لكن عظام الوجنة العريضة هذه مستحيل أن تكون موجودة مع أنف كهذا |
| Red Arrow 18 yaşında olabilir ama ekibin geri kalanı çok genç. | Open Subtitles | السهم الأحمر قد يكون بالثامنة عشر لكن بقية الفريق صغير جدا |
| Henüz çok genç ve buraya getirilmiş olması çok ciddi. | Open Subtitles | انها صغيرة جدا, وإحضارها الى هنا مسألة خطيرة |
| İlişki kurmak için çok genç. | Open Subtitles | أنها صغيرة جدا لتقدم للمجتمع حتى ولو بصحبة |
| Bu çocuk anlayabilmek için çok genç olsa da mahkum mu olacak? | Open Subtitles | حتى وإن كان صغيراً جداً ليفهم مازال محكوماً عليه ؟ |
| Size yalvarıyorum, Mary daha çok genç. Kurban edilmesini gerektirecek hiçbir şey yapmadı. | Open Subtitles | إننا نتوسل إليك، مارى صغيرة للغاية إنها لم تفعل شيئا يستحق التضحية بها |
| Teknik olarak felç için asla çok genç olmazsınız. | Open Subtitles | فعليا لا يمكن ان تكون صغيرا جدا للاصابة بسكتة |
| Sonsuza kadar 10 yaşında olabilir, ve o çok genç. | Open Subtitles | وسيكون في الـ 10 للأبد وهذا سن صغير للغاية |
| Ruhun çok genç. 25 yaşında olduğuna inanmak çok zor. | Open Subtitles | روحك شابة جداً من الصعب أن أصدق أن عمرك 25 سنة |
| İkimiz de çok genç ve rekabetçiydik. | Open Subtitles | كلانا كنّا يافعين للغاية وشديدي التنافس. |
| Ray bana olanları anlattı. çok genç biri. | Open Subtitles | (راي) أخبرني كل شيء عنه يبدو فتياً حقاً |
| Bilmem. "Jenny Humphrey henüz bunun için çok genç"? | Open Subtitles | ان جيني همفري اخيرا استقلت لا اعلم جيني همفري صغيره جدا على ان تمتلك خطوطها الخاصه ؟ |
| Belki onlar bana sormadılar. Belki de çok genç olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | ربما لم يسألونى ربما لأنهم يعتقدون بأنك مازلت صغيراً |
| Adamımı tatmin etmiş olmakla, çok genç biri olarak yaşadığım o özel tatlar... bende büyük bir etki bırakmıştı. | Open Subtitles | بعد أن كنت قد راض عنه، لقد دهشت لرؤية هذه الأذواق خاصة في الرجل الذي كان في ذلك الحين حتى الشباب. |