| - Bir anda yoldan çıktı ve aşağı uçtu. - Gerçekten Çok korkunç bir şey. | Open Subtitles | لقد طار إلى هناك ياله من شيء فظيع |
| Özür dilerim, Jennsen Çok korkunç bir şey oldu. | Open Subtitles | اسف, "جاينسين" هناك شيء فظيع حدث. |
| Çok korkunç bir şey! | Open Subtitles | هل شيء فظيع ما قاله. |
| Ah, o gidip kaçırıcak, gidip kaçırıcak, Çok korkunç bir şey yapıcak.'' Tam o sırada, iki köleci onlara yetişir, köleleri kovalayan herifler, Jim'i arıyorlar. | TED | أوه, سوف يسرق, سوف يسرق, سوف يقوم بشيء فظيع." وقتها فقط, تاجران رقيق ألتقيا بعض الأشخاص الذين يطاردون العبيد, بحثَأ عن جيم. |
| O zaman yaklaşık 10 yaşındaydım ve okulda Çok korkunç bir şey yapmıştım, ne olduğunu bugün paylaşmayacağım -- (Kahkaha) ama erkek kardeşim toplantıda bundan bahsetmeye karar verdi. | TED | كان عمري حينها عشر سنوات، كنت قد قمت بشيء فظيع بالمدرسة، والذي لن أشاركه معكم اليوم... (ضحك) لكن أخي قرر أن يناقشه في اللقاء. |
| Ve Çok korkunç bir şey olmadan bu asla durmayacak. | Open Subtitles | ولن يتوقف ذلك حتى يحدث شيء رهيب |
| Burada Çok korkunç bir şey oluyor. | Open Subtitles | هناك شيء رهيب يجري هنا |
| Çok korkunç bir şey oldu. | Open Subtitles | حدث شيء فظيع. |
| Meadow, bu çok ama Çok korkunç bir şey. | Open Subtitles | (مادو) هذا شيء فظيع |
| Çok korkunç bir şey oldu. | Open Subtitles | شيء فظيع حدث. |
| Çok korkunç bir şey. | Open Subtitles | شيء رهيب |