"çok sık" - Translation from Turkish to Arabic

    • كثيرًا
        
    • في كثير من الأحيان
        
    • أغلب الأحيان
        
    • شديدة الكثافة
        
    • غالبا ما
        
    • كثيراً مع
        
    • ليس غالباً
        
    • كثير من الأحيان أكثر من اللازم
        
    • أغلب الأوقات
        
    • اراه كثيرا مِنْ الأوقاتِ حتى
        
    • شائع في
        
    • دائماً ما كانا
        
    Neredeyse hiçbirimiz çok sık cinsel ilişki yaşamıyoruz. TED ولا أحد منّا تقريبًا يُمارس الجنس كثيرًا.
    Adam kaybedecek olsa çılgına dönerdi ki söylemem gerek, bu çok sık olmazdı. Open Subtitles وهذا الشيء لم يكن يحدث كثيرًا دعني أخبرك
    Kızımın ölümünden beri bunu çok sık düşünür oldum, eğer yaşasaydı... onun bir şirketi yönetmesi... çok olağandışı bir şey olurdu. Open Subtitles أنا في كثير من الأحيان منذ وفاة ابنتي إذا كانت قد عاشت، أنها كان يمكن أن يكون المحتمل لادارة الأعمال التجارية.
    - Doğal bir yeteneğin var ama çok sık duygularının kaçmasına izin veriyorsun. Open Subtitles لديك موهبة طبيعية ولكن في كثير من الأحيان أن تدع عواطفك تذهب معك
    - Onların poker oyunları. çok sık kazanmak. Open Subtitles من لعب البوكر . نربح أيضاً فى أغلب الأحيان
    İnemem. Ağaçlar çok sık. Open Subtitles لا يمكنني الهبوط، الأشجار شديدة الكثافة.
    Belki mamutların soylarının tükenme sebebi.. ...kendilerini çok sık tehlikeye atmalarıdır! Open Subtitles ربما أفيال الماموث سينقرضوا لأنهم غالبا ما يضعوا أنفسهم بمواقف خطرة
    Sakin ol, bu tavşanlarda çok sık olur. Open Subtitles إهدئي، فذلك يحصل كثيراً مع الأرانب
    Bu aralar bunu çok sık duyuyoruz, değil mi? Open Subtitles لقد كنّا نسمع ذلك كثيرًا مؤخرًا، ألم نسمع؟
    Patlamış midelerle çok sık karşılaşmıyorum. Open Subtitles لا تتاح لي فرصة رؤية معدة محترقة كثيرًا.
    Aldığım izlere bakılırsa, adam ellerini çok sık yıkamıyor. Open Subtitles بناءً على البصمات التي أرفعها، يمكنني القول أن هذا الشخص لا يغسل يديه كثيرًا
    Son günlerde mahkeme etrafında çok sık görüyorum sizi. Open Subtitles أراكِ تترددين على قاعة المحكمة كثيرًا هذه الأيام.
    Tanrı, böyle durumlar için çok sık kullanılan bir bahanedir zaten. Open Subtitles الرب هو ذريعة يتم أستخدامها في كثير من الأحيان.
    Tıpkı eski günlerdeki gibi Sonia ile buraya çok sık geliyorum. Open Subtitles لقد جئت هنا في كثير من الأحيان مع سونيا تماما مثل الأوقات القديمة
    Müzik çok sık sık yardım eder, biz büyümek. Open Subtitles تساعدنا الموسيقى في كثير من الأحيان على أن نسمو.
    Buraya çok sık gelirim aslında. Open Subtitles أحضر هنا في أغلب الأحيان. أحضرهنالأجلالرياضاتالشتويه..
    Bu tür şeyler öyle çok sık yaşanmaz. Yaşandığı zaman da uzun sürmez. Open Subtitles هذه الأشياءِ لا تَجيءُ جداً في أغلب الأحيان وهم لا يَدُومونَ متى هم يَعملونَ.
    İnemem. Ağaçlar çok sık. Open Subtitles لا يمكنني الهبوط، الأشجار شديدة الكثافة.
    - Ağaçlar çok sık. Open Subtitles ـ يا إلهي. ـ الأشجار شديدة الكثافة.
    Belki mamutların soylarının tükenme sebebi.. ...kendilerini çok sık tehlikeye atmalarıdır! Open Subtitles ربما أفيال الماموث سينقرضون لأنهم غالبا ما يضعوا أنفسهم بمواقف خطره
    Şey, bu kemo da çok sık görülür. Open Subtitles إن هذا يحصل كثيراً مع العلاج الكيماوي
    çok sık ziyaretçimiz olmaz. Open Subtitles ليس غالباً ما يكون لدينا زائرون
    Arkadaşlarım bu özelliğimi çok sık kullanıyor. Open Subtitles أصدقائي أخذوا هذه الحقيقة في كثير من الأحيان أكثر من اللازم أنا أعلم أنني أعطيت ذلك الرجل كل ما بوسعي
    Etrafım silahlı adamlarla çevrili olunca bunu çok sık düşünüyorum. Open Subtitles محاطين برجال يحملون البنادق، أفكر بذلك أغلب الأوقات.
    çok sık yaşadım. Open Subtitles اراه كثيرا مِنْ الأوقاتِ حتى الإحصاءِ.
    Mekânsal ve zamansal karışıklık... polislerin karıştığı vurulma olaylarında çok sık görülür. Open Subtitles .. الإرتباك الزماني و المكاني شائع في حالة إطلاق ضابط قانون للنار
    Ailem çok sık kavga ederdi. Open Subtitles والدايّ دائماً ما كانا يتجادلا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more