| Aklıma ne gelse söylememe neden oluyor, çok sinir bozucu. | Open Subtitles | , يجعلني أقول أيّ شئ أفكر به و الذي من الواضح أنه أمر مزعج |
| Onu seviyorum, çok çabalıyor ama bu çok sinir bozucu. -Dün gece o kadar tahrik oldum ki neredeyse--.. | Open Subtitles | أنا أحبه، وأنه يحاول، ولكن هذا امر محبط للغاية. |
| Farkındayım. çok sinir bozucu, değil mi? Aslında tam olarak erkek arkadaşım değil. | Open Subtitles | أعرف ، هذا مزعج جداً إنه ليس حبيبي بالفعل |
| Ona bundan bahsetmek bile istemiyorum. çok sinir bozucu ve haksızlık. | Open Subtitles | لا أريد حتى التحدث معه بالأمر هذا محبط وغير عادل تماماً |
| - Bu çok sinir bozucu. | Open Subtitles | لقد كان بإمكانها أن تفعل ذلك عندما كنت في جيشها هذا مزعج. |
| Sürüşü çok sarsıntılı, bu da çok sinir bozucu. | Open Subtitles | هناك من الاضطراب العمودي للركوب، وهو أمر مزعج. |
| çok sinir bozucu ama ödevi bir önceki dersten önce bitirmiş olmak çok güzel, itiraf edeyim. | Open Subtitles | إنه أمر مزعج جداً لكنني أقر أنه من الجميل أن نؤدي الواجب المنزلي قبل الحصة السابقة لحصته |
| çok sinir bozucu. | Open Subtitles | كذا وكذا وكذا وكذا... . إنه أمر مزعج جدا |
| Bu benim de başıma gelmişti. çok sinir bozucu. | Open Subtitles | هذا يحدث لي أيضاً، أمر محبط للغاية |
| - Bu çok sinir bozucu. | Open Subtitles | ـ شىء محبط للغاية |
| - çok sinir bozucu anne. - Mesele nedir tatlım? | Open Subtitles | ـ إنه مزعج جداً يا أمي ـ ما هو يا يقطينتي؟ |
| Bu çok sinir bozucu. Neden göğsümü istemiyor? | Open Subtitles | هذا محبط جداً لماذا لا تتقبل صدري؟ |
| Bir türlü iğneleyemedim. Tanrım, çok sinir bozucu. | Open Subtitles | لا أستطيع وضع هذا الدبوس ياإلهي، كم هذا مُحبِط |
| çok sinir bozucu! Bu çok zor ve o öğle yemeğinde gidip yılan balığı falan mı yemiş? | Open Subtitles | مزعج جدا , هذا صعب جدا هل تناولت ثعابين السمك لوحدك او ماذا ؟ |
| Umarım çok sinir bozucu değildir. Davranışlarım için özür dilerim. | Open Subtitles | لا أعتقد أنها مزعجة جداً ولكني أردت الاعتذار... |
| çok sinir bozucu. Kadınlar neyin ters gittiğini tekrar tekrar düşünüyor ama erkekler "hay hay" deyip hayatlarına devam ediyor. | Open Subtitles | إن هذا مثير للغضب, يجلسون النساء ويهوسون عن الخطأ الذي جرى |
| Aynı noktada olmamak çok sinir bozucu. | Open Subtitles | إنه أمر محبط عندما يكون الحب من طرف واحد |
| Biliyorsunuz, Dr. Brennan, farkında olmayabilirsiniz bazen çok sinir bozucu olabiliyorsunuz. | Open Subtitles | أتعلمين د. (برينان) أنكِ غير مدركة لكنكِ أنتِ قد تكونين جارحة للمشاعر حقاً |
| çok sinir bozucu olduğuna eminim. Bu frekanslar şu an hatrınızda değil, değil mi? | Open Subtitles | هذا شئ مزعج هل تتذكر تلك الترددات؟ |