| - Lacivert şık bir takım elbiseyle çok yakışıklı ve başarılı görüneceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | الآ ينجح ذلك ؟ أتخيلك وأنت تبدو وسيم جداً وناجح ترتدى بدلة زرقاء |
| Lacivert şık bir takım elbiseyle çok yakışıklı ve başarılı görüneceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | الآ ينجح ذلك ؟ أتخيلك وأنت تبدو وسيم جداً وناجح ترتدى بدلة زرقاء |
| Farkındaysan adam çok yakışıklı. | Open Subtitles | ، حسنا ً , إنه وسيم جدا ً شىء واحد يُمَيزه عنك , أتعلم ؟ |
| Biliyor musunuz, bence oğlunuz çok yakışıklı? | Open Subtitles | هل تعرف اننى ارى ابنك وسيم جدا ؟ |
| Ve sadece çok yakışıklı olduğun için değil. Ki öylesin, bunu bilmen gerek. | Open Subtitles | و ليس فقط لأنك تبدو وسيماً جداً و يجب أن تعرف ذلك |
| Söylediğim şey, bu günler çok yakışıklı arıyorsun, ...benim için boşa vakit kaybı. | Open Subtitles | ما أقصده، هو إنّك تبدو وسيماً للغاية هذه الأيام، و أنت تهدره عليّ. |
| ...birden kıvırçık saçlı, başında şapkası olan, çok yakışıklı bir adam belirdi. | Open Subtitles | حينها ظهر ذلك الرجل الوسيم بشعره الاسود المجعد تحت قبعته رجل وسيم جداً |
| O da bir doktor.Beyin Cerrahı. çok yakışıklı hemde. | Open Subtitles | إنه طبيب أيضاً، جراح أعصاب وشاب وسيم جداً |
| Ve çok yakışıklı olması zarar vermez, değil mi? | Open Subtitles | لا مانع عندي على الندبه لأنه وسيم جداً, صحيح؟ |
| çok yakışıklı ve çok nazik, herşey olması gerektiği gibi. | Open Subtitles | وسيم جداً ولطيف جداً وكل شيء يجب أن يكون عليه الرجل |
| ...senin çok yakışıklı olduğun ve benzersiz bir tarzı zevdiğini. | Open Subtitles | .. أنت وسيم جدا وتحبّ بأسلوب فريد. |
| - Evet, çok yakışıklı. - Daha yakışıklısını görmediğime eminim. | Open Subtitles | نعم، وسيم جدا.- انا متاكدة بانني لم ار رجلا اكثر وسامة.- |
| "O, çok iyi huylu, çok yakışıklı çok yetenekli, çok, çok." | Open Subtitles | "انا لم أحب أخي أبدا لقد كان متأدبا جدا" "وسيم جدا ، موهوب جدا كثيرا جـــدا" "وسيم جدا ، موهوب جدا كثيرا جـــدا" |
| Adını hatırlamıyorum, çok yakışıklı ama ayyaş biriydi. | Open Subtitles | ما اسمه الآن؟ كان وسيماً جداً لكنه سكيّر |
| Şimdi, bu bizim torunumuz Wyatt. çok yakışıklı. | Open Subtitles | الآن ، هذا هو حفيدنا ، وايت أليس وسيماً جداً |
| Belki de adam tasvir etmek için çok yakışıklı diye. | Open Subtitles | لربما كان وسيماً للغاية ليتم وصفه |
| Bu gece çok yakışıklı gözüküyorsun Jack. | Open Subtitles | انت تبدو وسيما جدا الليلة يا "جاك". |
| çok yakışıklı görünüyorsun, oğlum. | Open Subtitles | تبدو وسيمًا للغاية يا بني. |
| çok yakışıklı, değil mi? | Open Subtitles | حَسناً، هو وسيمُ جداً , هَلْ هو لَيسَ؟ |
| Hayır, futbol takımında dış açık ve çok yakışıklı. | Open Subtitles | لا , انه بمركز الـمُستقبـِل بفريق كرة القدم انه وسيم جداً |
| çok yakışıklı bir adam komada yatıyor ve buna birisi sebep oldu. | Open Subtitles | رجل وسيم جدًا في غيبوبة، وشخص ما تسبب في ذلك |
| Aslına bakarsan personel şefi daha yeni çok yakışıklı bir stajyer işe aldı. | Open Subtitles | في الواقع أتى رئيس الأركان للتو بمتدرب وسيم حقاً |
| Şey... İkimiz de seni çok yakışıklı buluyoruz. | Open Subtitles | شكل جيد كل منا العثور عليك وسيم للغاية... |
| Mavi kravatınla çok yakışıklı gözüküyorsun. | Open Subtitles | تبدو وسيما للغاية بربطة عنقك الزرقاء. |
| Oh, wow, gerçekten çok yakışıklı olmalı. | Open Subtitles | هو يَجِبُ أَنْ يَكُونَ وسيمَ جداً. |
| Seninle gurur duyuyorum. Orada çok yakışıklı görünüyordun. | Open Subtitles | عزيزي، أنا فخورة جداً بك بدوت في غاية الوسامة على المنصة |