| Her şey çubuğun ucundaki mıknatıstaydı. | Open Subtitles | كلّ ما يتطلبه الأمر هو مغناطيس بآخر العصا |
| çubuğun kör ama tüm adaletsizliği görüyor. | Open Subtitles | العصا عمياء ، فإنها سبب كل الظلم. |
| Onu öldürdüm ve bir partiye gidip, yaşlılarla çubuğun altından geçmece oynadım. | Open Subtitles | قتلته وحضرت حفلة مع عجزة "ولعبت "محاولة السير تحت العصا |
| Bir çubuğun üzerine işemek %99 doğruluk sağlar. Gerçek bir gebelik testi yapın. | Open Subtitles | التبول على عصا ليس دقيقاً تماماً اجروا فحصاً حقيقياً للحمل |
| O zamanlar bence bir çubuğun üzerinde pürüzsüz mür kokulu bir taştır. | Open Subtitles | حجرة ناعمة ورطبة موضوعة على عصا ومعطرة برائحة شجر المرّ |
| Afedersin, konuşma çubuğun olmadan konuşamazsın. | Open Subtitles | إعذريني ولكنه غير مسموح لكِ الكلام من دون عصا الكلام لماذا؟ |
| İşin sırrı şekerlemeyi çubuğun etrafında gezdirmek. | Open Subtitles | سر الطبخة هي أن تخرجي . العصا من "الخطمي" بحركة دائرية |
| Yani sen bana, bu çubuğun beni güvende tuttuğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | أنت تقول أن هذه العصا أبقتني في أمان ؟ |
| - Bir şeyin üstünden geçtik sanki. - çubuğun üstünden geçen yılan gibi. | Open Subtitles | وكأننا قد دهسنا شخص ما - كالثعبان وهو يمر فوق العصا - |
| Evet, çubuğun kenarından deliğin kenarına kadar üç milimetre. | Open Subtitles | أجل، 3 سم من حافة العصا إلى حافة الثقب |
| Hayır, çubuğun kenarından deliğin merkezine kadar üç milimetre olacaktı. | Open Subtitles | لا، 3 سم من حافة العصا إلى مركز الثقب |
| Ve belki de bize çubuğun nerden geldiğini söyleyebilir. | Open Subtitles | وهذا ربما يفسر لنا من أين جاءت العصا |
| Bize çubuğun ne işe yaradığını göster. | Open Subtitles | يشوّفنا أيةّ العصا هي لـ. |
| Sonra çubuğun boyutunu gitgide arttırıyoruz. | Open Subtitles | وبعد ذلك نزيد حجم العصا |
| Ayrıca laptop'umu bir çubuğun ucunda taşımam. | Open Subtitles | وأرفض أن أحمل حاسوبي المحمول على نهاية عصا |
| O elindeki çubuğun ateş etme özelliği olmadığı sürece adamım yola çıkacak kadar iyileşene dek burada kalacağız. | Open Subtitles | وما لم عصا لك يطلق النار على 0.45 الرخويات، نحن باقون حتى بلدي الرجل جيدا بما فيه الكفاية للسفر. |
| "çubuğun ucundaki diş çürükleri" dense daha iyi. | Open Subtitles | كان يجب أن تسمي تسويس موضوع علي عصا |
| Lütfen selfie çubuğun olmadığını söyle bana. | Open Subtitles | ارجوك اخبريني انك لاتملكين عصا التصوير. |
| Tahta çubuğun eğer diğer herifte silah varsa ne anlamı var? | Open Subtitles | ما نفع عصا خشبية حين يتسلّح عدوي بمسدس؟ |
| Denis için çubuğun ucunda buzlu bir şey olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك شيء مثلج على عصا لأجل (دينيس) |
| - Tek bir çubuğun kazanmasına izin verme. | Open Subtitles | - تغلبكِ واحدة عصا تدعي لا |