| - Hayır. Çıplak ellerimle yere kazdığım bir çukurda uyudum. | Open Subtitles | لا، أنا نمت في حفرة حفرتها في الأرض بيدي العارية |
| Hani beni çukurda ölüme terk eden bir sevgilim vardı, demiştim ya? | Open Subtitles | أتعرِف الخليل الذي قلت لك بأنّه هجرني وتركني في حفرة لكي أموت؟ |
| Aslında hayatın kendisi Bunun gibi kasvetli bir çukurda başladı. | Open Subtitles | حياة بنفسها بدأت في أي هذه الحفرة مظلمة الكثيرة مثل. |
| Ancak onun ruhu ebedi çukurda yanana kadar huzur bulmayacağım. | Open Subtitles | لكنني لن يهدأ لها حتى تحرق روحها في الحفرة الأبدية. |
| Herkes benim iki ayağımın çukurda olduğunu sanıyor, bir ayağımın değil. | Open Subtitles | الجميع يعتقد أن قدمي أصبحتا في القبر لكن هناك واحدة فقط |
| çukurda tek başına durduğunda hayatta kalabilirsen, iyisin, geçtin. | TED | عند وقوفك في خندق لوحدك، اذا استطعت ان تعيش، فلقد نجحت |
| - Beni bir çukurda tuttu. - Çukuru kendi mi kazmış? | Open Subtitles | ـ أبقاني في حفرة ـ هل قام بحفر الحفرة بنفسه ؟ |
| Bay Shalline, fabrikanın arkasında bir çukurda müfettişlerce altı varil zehirli atık bulundu. | Open Subtitles | ستة براميل من النفايات السامة وجدت هنالك فى حفرة و فحصت من قبل مفتشى البلدة |
| Aslında evin yakınlarında bir çukurda bulunmuştu. | Open Subtitles | لقد وجد في الحقيقة في حفرة قريبة من المنزل |
| Geçen yılın bir kısmında çukurda yaşarken bir kaç sıçan arkadaşım olmuştu. | Open Subtitles | حسناً، أنا .. أنا كنتُ أعيش في حفرة في أفضل جزء من العام الماضي. |
| Oğlumun bir çukurda bir köpek gibi ölü bulunduğunu söylediklerinde, ben de ölmek istedim. | Open Subtitles | عندما قالوا لي أن ابني عثر عليه ميتا في حفرة مثل كلب |
| Bu bok çukuruna dönmektense BİR çukurda ÖLMEYİ tercih ederim! | Open Subtitles | أفضل الموت في قناة علىالعودةإلى حفرة الجحيم هذه |
| O ev dediğin çukurda kullanışlı hiç bir şey yok mu? | Open Subtitles | هل لديك أي شيء للاستخدام في هذا الحفرة التي تدعوها منزل؟ |
| - çukurda olduğum için buraya çıkıp kontrol etme fırsatım olmamıştı. | Open Subtitles | لم تسنح لي فرصة للصعود هنا مذ علقت في تلك الحفرة |
| Hayatın boyunca o çukurda çürümene izin vereceğimi mi sandın? | Open Subtitles | هل تعتقدين أنني كنت سادعكِ تعفنين في الحفرة طوال حياتكِ |
| Bir ayağım çukurda ve hiçbir şey başaramadım. | Open Subtitles | أنا في نصف طريقي نحو القبر و لم أنجز أي شيء |
| Bu kadar zamandır bir ayağım çukurda, öbürü de muz kabuğuna basıyor diye düşünürdüm. | Open Subtitles | ودائماً اشعر ان رجلٌ واحده على القبر والأخرى على قشرة الموز |
| Dışarı çıktık, aah... geçen gece çamur vardı, ve biz de bir çukurda sıkıştık. | Open Subtitles | لقد خرجنا يف منتصف ليلة أمس و حصرنا في خندق |
| Kendini bu karanlık çukurda boğmayı bırak ve yukarı çek. | Open Subtitles | توقفي عن اسقاط نفسك في الحفره المظلمه و انهضي لاعلي |
| Eğer video ile beni yakmaya çalışırsan, seni bir çukurda parçalar halinde bulurlar. | Open Subtitles | لو حاولت أن تؤذيني بذلك المقطع، سيجدونك كومةً من الأشلاء في حفرةٍ. |
| Kim kazanırsa, büyük çukurda Kraliçe'nin önünde o dövüşecek dedin. | Open Subtitles | قلت أنه أياً كان من يفوز، سيُقاتل في الحظيرة الكبرى أمام الملكة |
| - Oğlum 22 yaşında. Ona göre, 40'ın üzerindeki herkesin bir ayağı çukurda. | Open Subtitles | ولدي في الثانية والعشرين، وبالنسبة إليه كلّ من فوق الأربعين يقف على حافة الموت |