| Sen de iğrenç, işe yaramaz bir bok çuvalı gibi orada dur. | Open Subtitles | أنت .. أنت تسّتلقي هناك فحسب مثل كيس من القمامة، بدون فائدّة |
| Genç efendi Bruce gri midillisinin üzerinde, ben de arkasında patates çuvalı gibi, çamur içinde ve burkulan ayak bileğimle uğraşıyorum. | Open Subtitles | كان يوجد السيد بروس الشاب يقود خيله الصغير معي خلفه مثل كيس بطاطا قديمة، مغطاة بالطين تعتني بقدم مصابة |
| Genç efendi Bruce gri midillisinin üzerinde, ben de arkasında patates çuvalı gibi, çamur içinde ve burkulan ayak bileğimle uğraşıyorum. | Open Subtitles | كان يوجد السيد بروس الشاب يقود خيله الصغير معي خلفه مثل كيس بطاطا قديمة، مغطاة بالطين تعتني بقدم مصابة |
| Sommersby patates çuvalı gibi yere yıkıldı. | Open Subtitles | سقط مثل كيس البطاطا ثم قام سامير بي وبيده مسدس |
| Kollarında küçük bir bebek vardı kollarında patates çuvalı gibi taşıyan bir kız çocuğu gibi. | Open Subtitles | ...كانت تمسك بطفلة طفلة صغيرة معلّقة بين ذراعيها ككيس من البطاطا |
| Zavallı adam patates çuvalı gibi öne yığılmış ve ağzından kırık şişeden akan ketçap gibi kan akmış. | Open Subtitles | المسكين ضرب مثل كيس بطاطا يسكب الدم مثل زجاجة كاتشاب مكسورة |
| Patates çuvalı gibi yere yığılmış olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكون ذهب إلى أسفل مثل كيس من البطاطا. |
| - Tanrım, bok çuvalı gibi görünüyorsun. - Teşekkürler. | Open Subtitles | يا إلهي، تبدين مثل كيس مِن الأعضاء الذكورية |
| - Sonra patates çuvalı gibi yere düştün. | Open Subtitles | ثم اصطدمت بالأرض مثل كيس من البطاطس - حقا ؟ |
| Gerçek Mantid un çuvalı gibi onun üzerine atlayıp iç çamaşırlı vaziyette resimlerini çekmiş, sonra da onun elbiselerini giyip kalabalığın arasında aşağıya inerek kaçmış. | Open Subtitles | (السرعوف) الحقيقي إنقض عليه مثل كيس الطحين إلتقط صورة له بملابسه الداخلية ثمّ ألبسه بزيه |
| Sadece üstüme patates çuvalı gibi düş! | Open Subtitles | فقط تقع على لي مثل كيس من البطاطا! |
| Patates çuvalı gibi yığıldın. Orası kesin. | Open Subtitles | لقد تكومت ككيس بطاطس |