| - Öğle yemeğinde yeriz. - Sağ ol ama böyle iyiyim. | Open Subtitles | ـ سنحظى به كطعاماً للغداء ـ شكراً لك ، لكني بخير |
| Buraya sabahtan geliriz ama onlar Öğle yemeğinde burada olur. | Open Subtitles | نأتي في الصباح، نحاول الوصول إليكم، فجأة الجميع في الغداء. |
| Öğle yemeğinde, Marjorie kocası hakkında yakında yakındı sonra Philippa ile oyunun galibini belirlemek için 3 kez oynadık. | Open Subtitles | على الغذاء ظلت مارجورى تشتكى زوجها ثم توجب على لعب ثلاث مباريات مع فيلبا هانتر |
| Öğle yemeğinde şevkatli sahte bir gülücük atabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك دائما تزييف قبله رقيقه فى وقت الغداء |
| Anahtar bir tek kocamda bulunur ve, korkarım ki şu an Öğle yemeğinde. | Open Subtitles | زوجي هو الوحيد الذي معة المفتاح و اخشي انة بالخارج الان لتناول الغداء |
| Öğle yemeğinde, 20 dakikaya kadar bazı müşterilerle buluşacaktık. | Open Subtitles | سنجتمع ببعض العملاء لتناول طعام الغداء في الطابق السفلي في غضون 20 دقيقة |
| Yeni fikirler bul, Öğle yemeğinde onları gözden geçiririz, tamam mı? | Open Subtitles | إذهب واعمل على أفكار جديدة وسنلتقي أثناء الغداء حسنا؟ |
| Uh, Öğle yemeğinde, ama eminim ben her tür probleminizle ilgilenebilirim. | Open Subtitles | اوه , ذهب للغداء و لكنى متاكد من اننى استطيع التعامل مع اى مشكله لديك |
| Öğle yemeğinde buluşup beni hazırlamayı bile teklif etti. | Open Subtitles | لقد عرض أيضا أن يقابلَنى للغداء ويدربنى له |
| Öğle yemeğinde biftek, ardından seks ister misin? | Open Subtitles | هل ترغب في شريحة لـحم للغداء تليها،مضاجعة،بـعد الظهر؟ |
| Bizim zamanımızda, Öğle yemeğinde hafiften demlenmek sorun olmazdı. | Open Subtitles | في أيامنا العادية نستطيع أن نشرب في الغداء |
| Ben, 12 yıldır her Öğle yemeğinde kantinden hamburger yedim. | Open Subtitles | لقد أكلت هامبرغر المجمّع في الغداء كل يوم لمدة 12 عام |
| Dün Öğle yemeğinde Nick bundan bahsetti ve tam olarak aklımı kaçırdım. | Open Subtitles | لقد ذكر نيك ذلك على الغذاء بالأمس وقد نسيت هذا تماما |
| Öğle yemeğinde kandırmaca, akşam yemeğinde intikam var. Kahvaltıda da turta olsun mu? | Open Subtitles | المكر على الغذاء و رد الصاع على العشاء و فطيرة عند الإفطار |
| Tüm sabah iyi biriydim, sonra Öğle yemeğinde 20 tane kazı-kazan aldım. | Open Subtitles | لقد كنت جيداً في الصباح, ثم ذهبت واشتريت 20 بطاقة اليانصيب وقت الغداء. |
| Tıpkı sen ve arkadaşlarının Öğle yemeğinde bana kahkaha atması gibi. | Open Subtitles | رجال مثلك ن لم يجلسوا هناك ويتعاشروا وقت الغداء |
| Öğle yemeğinde beni çok pahalı bir yere yemeğe götürdü. | Open Subtitles | و لقد أصطحبتني بالخارج لتناول الغداء حقاً في مطعماً غالي |
| Benim gibi erkekleri Öğle yemeğinde yersin. | Open Subtitles | أن تأكل الرجال مثل لي لتناول طعام الغداء. |
| Öğle yemeğinde, bir kutu çikolata, ...bir düzine karanfil ve biraz banyo tuzu al. | Open Subtitles | أثناء الغداء, خذي صندوق من الشوكولا وباقة ورد ورديّة , وحبوب فقاعات لحوض الإستحمام |
| Hayır, Öğle yemeğinde, efendim. | Open Subtitles | كلَا، إنَه يتناول الغداء يا سيدي |
| Öğle yemeğinde ne olduğunu merak ediyordum. Her şey iyi gidiyordu... | Open Subtitles | أريد أن أعرف ماذا حدث عند الغداء كلشيءكانجيداً.. |
| Öğle yemeğinde yine soğuk şehriye mi? | Open Subtitles | ماذا ؟ المعركونة الباردة للغذاء ثانيةً ؟ |
| Pazartesi Öğle yemeğinde dairenin ne zaman boş olduğunu öğreneceğim. | Open Subtitles | عند وجبة الغداء يوم الأحد سأعلم متى ستكون الشقة فارغة |
| Bugün Öğle yemeğinde yalan testine girmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تجري الإختبار بوقت الغداء اليوم |
| Selam tatlım. Baban ben, gelecek haftanın bir gününde seninle Öğle yemeğinde buluşmayı umuyorum. | Open Subtitles | مرحبا، حبيبتي هذا باباّ كنت أتمنّى بأنّ نتمكن من تناول الغداء الإسبوع القادم |
| Adınızı bilmiyorum ama Öğle yemeğinde ne yapıyorsunuz? | Open Subtitles | لا أعرف ماهو اسمك ,ولكن ما رأيك بالغداء ؟ |
| Ben de, nasıl denir, seni Öğle yemeğinde öldürmekle suçlu? | Open Subtitles | و أنا قد اكون, كيف تقولينها.. مذنبة بقتلك خلال الغداء. |