| Başka bir şeyden çok notlarıyla kafayı bozan tek öğrencim sensin. | Open Subtitles | أنتي طالبتي الوحيدة التي تهتم بدرجاتها أكثر من .. أيّ شيء |
| öğrencim Kansas Şehri Işık Opera'sına katıldı. | Open Subtitles | لقد حصل للتو أحد تلاميذي على مقعد في دار أوبرا كنساس سيتي لايت |
| Bu hafta 12 öğrencim derslerini iptal etti. | Open Subtitles | لقد تحدثت الى أمهات الطلاب عندي 12 الغاء للدروس اليوم |
| Yıldız öğrencim okul parasını böyle mi ödüyor? | Open Subtitles | هكذا تسدد تلميذتي المجتهده أقساط دراستها الطب |
| Bir öğrencim bunu söyleyeli uzun zaman oldu. | Open Subtitles | لقد مر وقتا طويلا على أن يقول تلميذ لي شيئا كهذا |
| İlk ders bu akşam. Şu anda altı öğrencim var. | Open Subtitles | الفصل الاول سيبدأ الليلة وانا بالفعل لدي 6 طلاب |
| Fraulein Schneider, saat 3:00'te bir öğrencim daha gelecek. | Open Subtitles | آنسة شنايدر سوف تأتي تلميذة جديدة الساعة 3 |
| dedim. Bir sessizlik oldu. Sonunda en gözde öğrencim, direk gözlerimin içine baktı ve | TED | و ساد الصمت. ثم تتجاوب طالبتي المفضلة و تنظر مباشرة إلى عيني |
| Kurallar bunu söylememi yasaklıyor olabilir ama Alice en sevdiğim öğrencim. | Open Subtitles | ،القوانين تمنعني من قول هذا ! ولكن أليس هي طالبتي المفضلة |
| Sana niye yardım edeyim? En büyük öğrencim ve en büyük başarısızlığımsın. | Open Subtitles | ولمَ عساي أساعدك يا أعظم تلاميذي وأفشلهم؟ |
| Ama öğrencim olursanız bi kurala uymalısınız | Open Subtitles | ...لكن لكي تصبحوا تلاميذي يجب أن تتبعوا قاعدة واحدة |
| - Burada pek çok öğrencim var. İçlerinden herhangi biri eğitim kurşunlarından birkaçını aşırmış olabilir. | Open Subtitles | لدي العديد من الطلاب وأعتقد ان أحدهم ربما إستطاع الوصول الى بعض من طلقاتي |
| Şimdiye kadar birçok öğrencim oldu, Gabrielle. | Open Subtitles | لقد أتاني الكثير من الطلاب عبر السنين, غابرييل. |
| öğrencim ailesi hakkında acayip şeyler anlattı. | Open Subtitles | تلميذتي الخريجة أخبرتني بقصة مجنونة عن عائلتها |
| Mezun öğrencim ailesi hakkında en çılgınca hikâyesini anlattı. | Open Subtitles | تلميذتي الخريجة أخبرتني بقصة مجنونة عن عائلتها |
| Robert adında bir öğrencim vardı. Bill Harris (Terapist) Robert eşcinseldi. | Open Subtitles | كان لديّ تلميذ اسمه روبرت وكانت أخلاقه شاذة |
| Onun için yer yoktu. Zaten 4 öğrencim var. | Open Subtitles | لم يكن هناك غرفة له, لقد جلبت اربعة طلاب. |
| Çalışmak için yaşıyor, politik bir rahibe ve gelmiş geçmiş en iyi öğrencim. | Open Subtitles | تعيش من أجل عملها، بارعة في السياسة أفضل تلميذة رأيتها في حياتي |
| Bu gece burada olanların çoğu öğrencim olmuş olabilir. | Open Subtitles | حقيقة،الكثير منكم هنا الليلة كانوا تلامذتي في تلك السنوات |
| Bu video, kendisiyle laboratuarımda üç sene boyunca çalışma fırsatı bulabildiğim öğrencim Joseph'e ait. | TED | هذا طالب لدي يدعى جوزيف والذي كنت محظوظا للعمل معه لثلاث سنوات في مختبري. |
| Sizinle bu öğrencim hakkında konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أتحدث إليكم حول هذا الطالب من الألغام. |
| Yapacak hiç bir şey kalmadı,... ..sadece yeni öğrencim genç Moac'ın hayatını kurtarabildim. | Open Subtitles | لكنى حاولت إنقاذ حياة مواك الصغير ، أحدث تلاميذى |
| Önceden öğrencim olduğunu ve yıllar sonra bir barda karşılaştığımızı söyleriz. | Open Subtitles | نقول بأنك كنت طالباً عندي وبعد ذلك صادف أن التقينا في حانة بعد سنوات |
| öğrencim ol. Gücün karanlık tarafını kullanmayı öğren. | Open Subtitles | كن مبتدئي الخاص وتعلم استعمال الجانب الشرير للقوة |
| Tek bildiğim, Strauss'un ona "en iyi öğrencim" dediği. | Open Subtitles | كل ما أعرفهُ هو أن (ستراوس) كان يدعوهُ بتلميذهُ الافضل |
| öğrencim Pranav; dediğim gibi bütün bunların arkasındaki deha gerçekten o. | TED | طالبي برناف ، والذي حقيقتا كما قلت أنه العبقري خلف هذا |