| Burslu bir öğrencisin biliyorum ve Standford da pahalı bir okul... | Open Subtitles | أنا اعرف انك طالب مثقف, و أن ستانفورد مدرسة غاليـة جداً |
| Getirdiğin ev ödevi de yok ve sınavlar da başlamak üzere. Boktan bir öğrencisin. | Open Subtitles | لم نحصل على أي من واجباتك الدراسيه، والامتحانات على وشك ان تبدأ، انت طالب فاشل |
| Ama sen, yıllar boyunca karşılaştığım, pratik deneyimi olan tek öğrencisin. | Open Subtitles | و لكن لديك خبرة واقعية أكثر من أي طالب قابلته من قبل منذ سنين |
| Çok iyi bir öğrencisin ve kendin olmadığını söyleyebilirim. | Open Subtitles | أنت طالبة جيدة للغاية ويمكنني إخبارك بأنك أفضل مما تبدين عليه |
| öğrencisin, mutlusun, günlerin güzel gecelerin, dolu dolu ve eğlenceli geçiyor, değil mi? | Open Subtitles | أنت طالبة ، و تستمتعين بالأيام الجيدة و بإمكانك الخروج في الليل و المرح ، أليس كذلك ؟ |
| Biz aynı okuldanız ama sen kötü bir öğrencisin. | Open Subtitles | نحن من نفس المدرسة لكنك تلميذ سىء |
| Çünkü burada öğrencisin ve gerçek kimliğini saklaman lazım. | Open Subtitles | لأنّكَ طالب هنا وتحتاج أن تحافظ على غطائك |
| Buradasın, öyleyse bana göre öğrencisin. | Open Subtitles | أنت هنا، وأنت تتعلّم أيضاً وهذا يدل على أنك طالب |
| Kampüsün ortasından yürüyorum. Bu polis geliyor yanıma ve diyor ki, "Sen! Sen bir öğrencisin." | TED | أنا أمشي عبر الحرم الجامعي. يأتي شرطي وينظر إلي ويقول، "أنت! أنت طالب!" |
| Sen gördüğüm en kabiliyetli, en çalışkan, en çekici ve en parlak öğrencisin... | Open Subtitles | ... و أعتقد أنكِ أكثر موهبة ... إجتهاداً ، حساسيةً و جاذبية ... من أي طالب متميز ... |
| Benden bir şeyler öğrenmesi gereken bir öğrencisin ama ne zaman arkamı dönsem, bu adamla konuşuyorsun. | Open Subtitles | أنت a med طالب الذي يَجِبُ أَنْ يُتعلّمَ منّي، لكن كُلَّ مَرَّةٍ أَستديرُ، أنت تَتكلّمُ معه. |
| İyi bir öğrencisin, hem reşit de değilsin. | Open Subtitles | فأنت طالب و صالح كما أنك قاصر أيضاً |
| En iyi halinle vasat bir öğrencisin. | Open Subtitles | انت طالب عادى وسط العديد من المميزين |
| Bazen öğrencisin bazen de öğretmen. | Open Subtitles | "أدوارنا تتبدّل دائماً" "أحياناً أنت طالب" |
| Ciddi bir öğrencisin, iyi hoş ama yetmez cidden. | Open Subtitles | أنت طالبة جدية ، هذا جيد لكنه حقاً ليس كافياً |
| "Sen bir öğrencisin, o bir profesör. Seks yok. Daha fazla demir yiyin. " | Open Subtitles | هو استاذ وانت طالبة لا تقيما علاقة , تناولي المزيد من الحديد |
| Takdirli bir öğrencisin. Derse katılımın müthiş. | Open Subtitles | انتي طالبة في مرتبة الشرف وحضورك للمدرسة ممتاز للغاية |
| Şey sanırım sen beklenenden daha başarılı bir öğrencisin. | Open Subtitles | حسناً، حسناً،... أنت أنشطُ طالبة مفضّلة عند الأستاذ بالفصل إذن. |
| UCLA'de öğrencisin yani? | Open Subtitles | إذاً، أنت طالبة تخرج في جـامعة "لوس أنجلوس"؟ |
| Ve iyi bir öğrencisin. Ama henüz bir Myrmidon değilsin. | Open Subtitles | -و انت تلميذ جيد, ولكنك لم تصبح ميرمدونيا بعد |
| Gelmiş geçmiş en kötü öğrencisin, tamam mı? | Open Subtitles | انت اسوء تلميذ علي الاطلاق |
| Ne biçim öğrencisin... | Open Subtitles | أى نوع من الطلاب أنتِ ؟ |