|            Asla, tekrar ediyorum, hazır olmayan bir öğrenciyi asla geçirmeyeceğim.            | Open Subtitles |             بمرور طالب اخر ليس مستعدا للطيران ..لذا الامر متعلق بذلك            | 
|            Sadece dil yeteneklerine bakarak bir öğrenciyi kabul etmemek doğru olur mu?             | TED |             الآن، هل يصح رفض أي طالب بناء على إمتحان لغة وحسب؟             | 
|            Sicilimin bozulmasından korkmasam... çoktan duvara çivilemiştim o öğrenciyi.            | Open Subtitles |             ذلك الطالب لو لم تعتمد وظيفتي على ذلك لكنت سحقته سحقًا بهذا الجدار منذ زمن طويل هنا بالضبط، فوق الأرضية قليلاً            | 
|            Geçen sene bir sürü öğrenciyi Shenzhen'e gönderdik ve Shenzhen'de fabrika içindeki yenilik yapanlarla beraberce oturdular ve bu harikaydı.             | TED |             قبل عام أرسلنا مجموعة من الطلاب إلى مدينة شنجن وجلسوا عن الأرض المصنع مع المبتكرين في شنتشن و كان مدهش             | 
|            Bir öğrenciyi topla fırlatma girişiminde bulunma kararından pişmanlık duyuyor musun?            | Open Subtitles |             هل تندمين على خياركِ بمحاولة إطلاق طالبة من مدفع ؟            | 
|            - Mads değil. Bu hafta her gün farklı bir öğrenciyi çekiyorum.            | Open Subtitles |             كل يوم هذا الأسبوع, سأصور طالباً مختلفاً.            | 
|            Ve unutmayın, geçen sene dört yüzden fazla siyah öğrenciyi öldürdüler.            | Open Subtitles |             ...وتذكروا لقد قتلوا أكثر من 400 طالب أسود في العام المنصرم            | 
|            Zaman talepleri harika, ve zayıf bir öğrenciyi..            | Open Subtitles |             إن الوقت يحتاج إلى طالب ممتاز وانا لاأريد التعرض للخطر            | 
|            Üç yıl önce, hipnoz ilacı verip Princeton'lı öğrenciyi... gömdüğü yeri öğrenmeye çalıştılar.            | Open Subtitles |             محاولين أن يعرفوا منه أين دفن طالب من برينستون            | 
|            Tamamen dahi bir mühendismiş, başka bir öğrenciyi öldürmeye çalışana kadar.            | Open Subtitles |             هي كانت مهندسة بارعة حتى قامت بقتل طالب آخر            | 
|            Bu geleceği parlak ve onurlu genç öğrenciyi kim kurtaracak?            | Open Subtitles |             -من سوف ينقذ هذا الطالب المتفوق الواعد؟ هاى هاى هاى..            | 
|            Bu öğrenciyi Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'ne kaptırmak istemiyoruz.            | Open Subtitles |             أردنا قبول هذا الطالب قبل أن يقوم معهد ماساتوستس للتكنولجيا بانتزاعه.            | 
|            Kovulan öğrenciyi geri almazsak, fabrikayı kapatacaklarmış.            | Open Subtitles |             يطالبون بإرجاع الطالب الذي فصلُ وإلا سيغلقون مصنع الفولاذ            | 
|            Başkomiser, her bir öğrenciyi sürükleyerek getirebiliriz sorgulama için, onları terleterek doğruları öğreniriz.            | Open Subtitles |             الكابتن، يمكننا سحب كل من الطلاب أسفل إلى الاستجواب، عرق الحقيقة للخروج منها.            | 
|            Şimdi kampüsümün (Maryland Üniversitesi, Baltimore County, UMBC) her türlü öğrenciyi, sanat, beşeri bilimler bilim ve mühendislik alanlarında eğitme konusundaki başarısından bahsedeceğim.             | TED |             سأتحدث عن نجاح جامعتي، جامعة ماريلاند في مقاطعة كاونتي، في تعليم الطلاب من كل الفئات، في الفنون والعلوم الانسانية ومجالي العلوم و الهندسة.             | 
|            Bir çalışmada araştırmacılar, çalışan 260 öğrenciyi gözlemledi.             | TED |             في إحدى الدراسات، قام الباحثون بملاحظة 260 من الطلاب وهم يدرسون.             | 
|            14 kız öğrenciyi bıçaklamakla kalmadı. Sanat yapıyordu.            | Open Subtitles |             لم ينتزع أحشاء 14 طالبة وحسب لقد كانَ يصنع الفن.            | 
|            Bir öğrenciyi tehdit ediyordunuz, yani evet bir sorun var.            | Open Subtitles |             أنت تقومين بتهديد طالبة لذا نعم , انا أقول بأن هناك مشكلة            | 
|            Küçük bir öğrenciyi vursan ölebilirdi!            | Open Subtitles |             لو أصبت طالباً صغيراً ! لكان من الممكن أن يموت            | 
|            Tüm dünyadan 100 yetenekli öğrenciyi her yaz biraraya getiriyoruz.             | TED |             فننظم كل صيف لقاءا يجمع حوالي 100 من الطلبة الموهوبين حول العالم.             | 
|            -Genç ve yetenekli bir öğrenciyi.            | Open Subtitles |             كان طالبًا يافعًا، موهوبًا بصورة استتثنائية.            | 
|            Üçbüyücü Turnuvası'nı kazanan öğrenciyi bekleyen şey bu.            | Open Subtitles |             هذا سباق للتلميذ الذى يفوز بعنوان المسابقه            | 
|            Evet, şu memurun geçen bir öğrenciyi dövdüğüne eminim.            | Open Subtitles |             - نعم، هذا شرطي يضرب تلميذًا يحاول المرور.            | 
|            20 yıl önce bir grup öğrenciyi öldürdü.            | Open Subtitles |             لقد قتل شرذمة من الطلّاب مذ 20 عامًا.            | 
|            eğer yeterince iyi bakarsan, "A" lık öğrenciyi bulabilirsin. ve bulduğunda, yanlarına oturmaya çalış, böylece sınavda kopya çekebilirsin.            | Open Subtitles |             إن بحثت بجدية ستجدين الطالبة ذات درجات الإمتياز وحين تجدينها حاولي الجلوس بجوارها لتنقلي الإجابات أثناء الإمتحان            |