| Biliyorum, çünkü tanrı o adamın öğretilerine karşı çıkmamı söylüyor bana. | Open Subtitles | إننى أعرف ، لأن الرب قد طلب منى أن أعارض تعاليم الشر التى يصدرها هذا الرجل |
| Onu diriltebilmek için ağabeyim Ishbal öğretilerine karşı geldi. | Open Subtitles | لكي يقوم بإحيائها, تحدى أخي تعاليم أشبال |
| Mesela,isanın öğretilerine bakarsanız çok bağışlayıcıdır. | Open Subtitles | على سبيل المثال, اذا تأملت تعاليم المسيح ستجده غاية فى التسامح |
| Evet! Kakashi-sensei'in öğretilerine uyan herkes Kakashi Takımı'nın bir parçasıdır! | Open Subtitles | أي شخص يتبع تعاليم المعلم كاكاشي هو عضو في فريق كاكاشي |
| Ana Roma ve onun dünyadaki vekillerinin öğretilerine inanıyor musun? | Open Subtitles | هل تتبعين تعاليم الكنيسة الأم؟ وخلفائها على الأرض؟ |
| Ayrıca Mesih İsa'nın öğretilerine de itaat ederiz özellikle diğerlerine nezaket göstermek söz konusu olduğunda. | Open Subtitles | ونحن أيضاً نتبع تعاليم المسيح خصوصاً عندما يتعلق الأمر بالإحسان إلى الآخرين |
| İsa'nın öğretilerine sırt çevirenler ateşten gölde sonsuza kadar yanar. | Open Subtitles | وليس لأولئك الذين يُديروا ظهورهم عن تعاليم الرب الذين سيقضون حياتهم السرمدية في بحيرة النار |
| Siz de Jenson'ın öğretilerine uyarsanız gerçek benliğinizi bulursunuz. | Open Subtitles | اتبع تعاليم جنسن، وسوف تكشف ذاتك الحقيقية. |
| Bu İncil'in tüm öğretilerine aykırı, değil mi? | Open Subtitles | -ألا يخالف ذلك تعاليم الإنجيل؟ |
| Kagame'ye. Theseus'un öğretilerine. | Open Subtitles | أقوال كاجامى و تعاليم ثيزيوس |
| Marty'nin kapısındaki insanlar Scientology tarafından gönderilmişti çünkü kilise, Marty'e "sincap" damgası vurmuştu kilisenin öğretilerine bir tehdit oluşturan eski üyelere Hubbard'ın söylediği bir sözdü bu. | Open Subtitles | هؤلاء الناس عند باب منزل (مارتى), أرسلتهم الساينتولوجى... لأن الكنيسة قد وَصفته ب"السنجاب", وهو تعبير اخترعه (هابورد) للأعضاء السابقين الذين يُشكّلون خطراً على تعاليم الكنيسة. |