| Biri faturaları ödüyormuş. İşsizmiş. | Open Subtitles | كان أحدهم يسدد الفواتير لأنها تعيش من شيك البطالة |
| Kirasını ödüyormuş, memleketine New York yazmış. | Open Subtitles | يسدد اجاره, خانة المنزل المسجلة: مدينة نيويورك |
| Meğerse kayın validesine borç ödüyormuş. | Open Subtitles | واتضح أنه يسدد قرضا لِحَماته |
| Kirayı zamanında ödüyormuş. İdeal kiracı. | Open Subtitles | كان يدفع الإيجار في موعده، مستأجر مثالي |
| - İki haftada bir birine 500$ ödüyormuş. | Open Subtitles | أن يأخذ حقن بنفسه - هو كان يدفع لشخص 500$ أسبوعًا - |
| 25 yıldır C.L. Gilliam ve Ortakları adlı şirkete yılda iki kere 20 bin dolar danışmanlık ücreti ödüyormuş. | Open Subtitles | إنه يدفع رسم إستشارات بمقدار 20,000 مرتين في السنة على مدى السنوات ال 25 الماضية إلى "سي إل جليم" وشركاه |
| Adam para ödüyormuş. | Open Subtitles | إنه يدفع لها |
| - İddialara göre başkan, ayda 1.500 dolardan fazla bir ödemeyi metresi Janelle Stevens için kira olarak ödüyormuş. | Open Subtitles | التي تشير إلى أن المحافظ كان يدفع 1500$ شهريًا لشقة تعود لعشيقة سِرّية |
| Nakit ödüyormuş da niye? | Open Subtitles | كان يدفع لهم نقدياً، لكن من أجل ماذا؟ |