| Benzin ve yemek parani sen ödersin. Is sirasinda alkol yok | Open Subtitles | انت تدفع للبنزين , وتدفع لاكلك ولا تشرب الكحول وانت تقود |
| Adam iş yerinin fotoğrafını çekiyor, ya ödersin ya da yakarım diyor. | Open Subtitles | يقوم الرجل بتصوير عملك، و يهددك إما أن تدفع أو يحرق مقرك. |
| Kiralık arabayı uçurumdan yuvarlarsan, parasını ödersin. | Open Subtitles | لو قدت سيارة من على جرف، فعليك ان تدفع قيمتها |
| Bunu unutma. O sürtük benden bahsederse bedelini sen ödersin. | Open Subtitles | تذكّر الآتي، إن ذكرت تلك العاهرة اسمي ستدفع أنت الثمن. |
| Eğer onları döversen bunu ödersin. | Open Subtitles | إذا ضربت أولئك الفتيان اقسم بأنك ستدفع الثمن |
| Sana 4 kutu bırakıyorum, sattığın zaman parasını ödersin. | Open Subtitles | سأترك لكي أربعة تدفعين ثمنها عندما تبيعينها |
| %3-5 faiz alıp vergilerini ödersin. Bu senin temelin olur. | Open Subtitles | تضع الباقي في النظام, 3 إلى 5 بالمئة تدفع بها ضرائبك وهذا هو أساسك, فهمتني؟ |
| Maymun dansını görmek istiyorsan, gaydacının parasını ödersin. | Open Subtitles | اذا اردت ان تري القرد يرقص عليك ان تدفع لعازف المزمار هل تفهم ما اقولة؟ |
| Bakma öyle, seni uyardım. Bardak kırarsan parasını ödersin. | Open Subtitles | أنا أخبرتك، لو أي شيء كسر عليك أن تدفع ثمنه. |
| Karsiliginda ceza olarak birkaç milyon dolar ödersin SPK da sonsuza dek yakandan düser. | Open Subtitles | تدفع بضعة ملايين غرامة و بالمقابل تغرب لجنة الاوراق المالية للابد |
| Nakit oynarsın, nakit kaybedersin, nakit ödersin gezici pezevenk. | Open Subtitles | تراهن بالمال, تخسر المال,تدفع المال, أيها القواد |
| Evet, Jefferson D'Arcy'e elin kalkarsa, bunu ödersin. | Open Subtitles | نعم، أنت تدفع عند ترتفع ضد جيفرسون دارسي. |
| Onu, anlaştığımız gibi benim sorumluğuma ver yoksa aldatmanın cezasını ödersin. | Open Subtitles | ..ضعه تحت تصرفي كما سبق واتفقنا والا ستدفع ثمن خيانتك |
| Yaşamak için ödeyeceksin ya da seninkiyle ödersin. | Open Subtitles | أنت ستدفع ثمن أن أردة الحياة أوستدفع ماعندك |
| ..ama aslında şarap dediğin için ona 7 dolar daha fazla ödersin. | Open Subtitles | في حين أنها مياه عادية لكنك ستدفع نقودًا أكثر أنا فقط أشعر ان طعمها أفضل .. |
| Sofia'ya ödersin. Sofia, eğer bunu izliyorsan, kardeşim, | Open Subtitles | ستدفع لـ ساف يا ساف , إذا كُنت تشاهدنا يا أخي |
| Mahkemeye gidersin, cezanı ödersin ve biter. | Open Subtitles | تدخلين محكمة و تدفعين المخالفة و إنتهينا |
| Dinle ya bana paramı hemen ödersin ya da polisi ararım. | Open Subtitles | اسمع ، إما أن تدفعي لي المال المطلوب أو أتصل بالشرطة |
| Hakimin kızını öldürdüysen bedelini ödersin. | Open Subtitles | عندما تطلق النار على ابنة قاضٍ فستدفع الثمن |
| Ne varsa ödersin. Bir kerede olsa izleyici olması iyi olur. | Open Subtitles | إدفع ما إستطعت، وجود الجمهور جميل بما يكفي |
| Bunu yapabiliriz. Sadece kullanılmayan alanlar için biraz fazla ödersin. | Open Subtitles | نستطيع عمل ذلك, انه فقط سيكلفك اكثر بسبب المكان الجديد |
| Ama gösteremezsen, bana 300 ödersin. | Open Subtitles | لكن، إذا أنت لا تَستطيعُ، تَدْفعُ ثلاث فواتيرَ للغمِ. |
| Yalnızca birisi için dört ay yani anlayacağın bir süvariye zarar verirsen bedelini ödersin. | Open Subtitles | ...واحد فقط ، لمدة أربعة شهور إذاً ، لتعلم ، لو أنّك آذيت جندي من جنودي لدفعت الثمن |
| Eğer tüm bunları yapmamı istiyorsan, fiyatın da iki katını ödersin. | Open Subtitles | إن أردت مني أن اتتبع لك هذا الماحي الصغير سيكون عليك دفع ضعف المبلغ المعتاد |
| "Kırarsan, ödersin" kuralını her şeye sıkı uygularım ve tatlım her şeye uygularım. | Open Subtitles | و لديّ سياسة صارمة حول "إذا حطّمتها ، تشتريها" في كلّ شيء ، أعني في كلّ شيء |
| Benim "halkım", ...dua et benim "halkım" bunu beğenip sipariş etsin, ...yoksa bana paranın tamamını geri ödersin. | Open Subtitles | أقل بـ25 - قومي" ؟" - "يجب أن تأملي أن "قومي سيطلبون هذه الأشياء و إلا سترجعين لي المبلغ كاملاً |
| Herşeyi çektir. Sonra da bunu ödersin. | Open Subtitles | تعلمين، إدفعى كل شىء هكذا سددى فقط فى وقت لاحق |
| Paran olduğunda ödersin. | Open Subtitles | هذا حسن، فقط ادفع لي عندما تتوفر النقود لديك |
| Suçluysan da bedelini ödersin. | Open Subtitles | وإذا كنتِ مذنبة، ستدفعي الثمن. |