| Jenny, annen okula her zaman geç geldiğini ve ödevlerini nadiren yaptığını biliyor mu? | Open Subtitles | جيني، هل أمّك تعرف أنك تتأخرين بشكل دائم في الحضور للمدرسة وبأنك لا تؤدي واجبك المنزلي ألا نادرا؟ |
| Ayrıca ev ödevlerini vaktinde yapmadığını söyledi. | Open Subtitles | تقول أيضا بأنّك لا تعمل واجبك المدرسي في الوقت المناسب |
| Daha sonra da bakabilirsin. Önce ödevlerini yap. | Open Subtitles | يمكنك أن تنظر إليهم لاحقا أولاً , أدِ واجباتك |
| Ama Chris ödevlerini bitirinceye kadar ona TV'nin yasak olduğu konusunda anlaşmıştık sanıyorum. | Open Subtitles | بيتر لقد اتفقنا, لا لمشاهدة التلفزيون حتى ينتهي من الواجب. |
| Daha ödevlerini bitirmedin. | Open Subtitles | عودي إلى المنزل لديك واجبات منزلية لإنجازها |
| Bütün ödevlerini yaptım. Adını yazman yeter. | Open Subtitles | عملت كل الواجبات إذا كل المطلوب منك الإمضاء بإسمك |
| Sabah ilk olarak ödevlerini kontrol edeceğim, tamam mı? | Open Subtitles | سأتحقق من واجبكِ المنزلي أوّل شيءٍ في الصباح، إتّفقنا؟ |
| Ve burası Eric'in ödevlerini yaptığı, Laurie'nin tırnaklarını törpülediği masa. | Open Subtitles | وهذه المنضدةُ أين إيريك إعملْ واجبه المدرسي ولوري يَصْبغُ أضافرها. |
| Jake, odana gidip ödevlerini yapsana. | Open Subtitles | جايك، لما لاتذهب الى غرفتك وتعمل واجبك المنزلي |
| Jake, yemeğin bittiyse git ödevlerini yap. | Open Subtitles | إذا أنتهيت من طعامك أذهب وأعمل واجبك المدرسي |
| Çocuklar sigara içmemeli. Git ev ödevlerini yap. | Open Subtitles | . الأطفال يجب أن لا يدخنوا . إذهب و اعمل واجبك المنزلي |
| Ev ödevlerini yapman gerekiyor. Sen dansöz olacaksın. | Open Subtitles | يجب أن تنجز واجباتك المدرسية أنت تريدى أن تصبحى راقصة |
| Pekala, Bay Dahi. Senden istediğim daha fazla televizyon izlemeden önce tüm ödevlerini yapıp masama koyman. | Open Subtitles | حسناً أيها العبقرى أتمم واجباتك على طاولتي |
| Okul ödevlerini yapacağını söyledin içeri bakmaması için odanın kapısını kapattın ve o bakmadı değil mi? | Open Subtitles | أخبرتها أنك ستعمل الواجب المدرسى لذلك لم تمرّ عليك ولم تفعل ما فعلت أبداً،أليس كذلك؟ |
| Televizyon izlemek isteyecektir. Fazla izlemez gerçi, ev ödevlerini yaptıktan sonra izler. | Open Subtitles | سيريد مشاهدة التلفاز, ليس أكثر من اللازم بعد الواجب المنزلي و الأعمال الرتينية |
| Burasıda sevgililerimizin ödevlerini yaptığımız yer. | Open Subtitles | إذاً ,هذا أين نعمل واجبات أصدقائنا المنزليه |
| Yani her akşam eve gidip ödevlerini yapardı. | Open Subtitles | حتى انها ذهبت إلى البيت كل ليلة وفعل الواجبات المنزلية لها. |
| Bebeğim git de ödevlerini yap, tamam mı? | Open Subtitles | عزيزتي, اذهبي وانجزي واجبكِ المنزلي, اتفقنا؟ |
| Bak,eğer Chris ödevlerini bitirirse gelecek hafta diziyi beraber izleyebilirsiniz | Open Subtitles | إذا كريس عمل واجبه, يمكنكم مشاهدتها سويا الاسبوع القادم. |
| ödevlerini çok iyi yapmak istediğini söylüyor. | Open Subtitles | يقول أنه يريد القيام بواجبه المنزلي بشكل جيد. |
| - Hadi, 50 dolar... ve bir ay boyunca kimya ödevlerini yapacağım. | Open Subtitles | هيا , 50 دولار وسوف انجز فروضك المنزلية في الكيمياء لمدة شهر |
| İyileşirken geride kalmayasın diye arkadaşların ödevlerini toplasın dikkat et. | Open Subtitles | عليك أن تحرصي بأن زملائك سيجمعون دروسك بينما أنت تتعافين كي لا تتخلفين عن ركب الدراسة |
| Burada kalıp ödevlerini yapmalısın. | Open Subtitles | أنت يجب أن تكون هنا لتقوم بواجبك المدرسي |
| Şu anda ev ödevlerini yapıyorlar. | Open Subtitles | أنهم يقومون بواجبهم المنزلى الأن. |
| Ben gelmeden ödevlerini bitirmesini sağla. | Open Subtitles | تأكدي من أنه أنهى واجباته المنزلية قبـل أن أعـود |
| Yani o evdeyken bile kalmamı istiyor onlara yemek yapmamı, ödevlerini birlikte yapmayı. | Open Subtitles | لذا حتى و إن كان هو بالمنزل لم تكن لتسمح لي بالبقاء.. و طهو العشاء لهم, أساعدها في حل واجباتها |
| Yani, ikiniz onun ödevlerini yapıyorsunuz. | Open Subtitles | أعني، أنتما الإثنان تؤديان واجبها المنزلي لها |