| Bize, sürekli hastalarina ne anlattigini söylüyorsun, fakat kendi yasindan, öfkenden ve kaybindan bahsediyorsun. | Open Subtitles | أنت تظل تخبرنا ما تقوله لمرضاك لكنك تتحدث بشأن حدادك أنت غضبك أنت, خسارتك أنت | 
| Biliyorum bana söylemek için ölüyorsun ama söylemeyeceksin çünkü senin şablonun acı verecek bir yöntemle yönlendiricilik bu da öfkenden kurtulamamana neden oluyor. | Open Subtitles | لكنكَ لن تفعل لأن نمطك بأن تكونَ متلاعباً بطريقة مؤذيه هذا يسمح لك بعدم إطلاق غضبك | 
| Hyper öfkenden ne haber? | Open Subtitles | ماذا عن غضبك الفائق ؟ | 
| öfkenden korkuyorsun korkunç şeyler yapma isteğinden. | Open Subtitles | أنت خائف من قواك و تخاف غضبك | 
| öfkenden. | Open Subtitles | إنه موجود في غضبك | 
| Ama şimdi senin öfkenden korkuyorum. | Open Subtitles | لكنني خائفة من غضبك الآن. | 
| Jordan'a olan öfkenden vazgeçmeye henüz hazır değilsin belki ama sence bu ona kendini nasıl hissettiriyordur? | Open Subtitles | لا يبدو أنك مُستعد للتخلي عن غضبك تجاه (جوردن) ولكن كيف تعتقد أنها تشعر ؟ | 
| Kendi öfkenden. | Open Subtitles | تحدث عن غضبك | 
| Joanie ona olan öfkenden vazgeç. | Open Subtitles | غضبك تجاهها. |