| Ama sen kabul etmedin. Belki de ölümüm seni ikna eder. | Open Subtitles | و لكنكِ لم تلتفتي لي ربما موتي يجعلكِ تتأكدين من حبي |
| Ne l sunmak zorunda ölümüm hiç getirecek bir şey çok daha iyidir. | Open Subtitles | ما أريد أن أقدمه أفضل بكثير من أي شيء قد يقدمه إليك موتي |
| ölümüm için nasıl dua ettiklerini beni yerin altında görmeye ve papalık tahtına İspanyalı birini getirmemeye nasıl yemin ettiklerini duydum. | Open Subtitles | كيف كانوا يصلون من أجل موتي و أقسموا أن يدفنوني و لن يكون هنالك على عرش الباباوي من العرق الأسباني أبداً |
| Hatırladığım ilk şeyi düşünüyorum ölümüm diyebileceğim şeyi öngörebiliyorum sadece. | Open Subtitles | إنني أفكر بأولى ذكرياتي... وأتخيل مستقبلاً ما ستكون وفاتي بالمستقبل. |
| ölümüm halinde ABD konsolosuna haber vermesini iste. | Open Subtitles | فى حالة موتى اطلب منه ان يُبلغ القنصلية الأمريكية |
| Ben, onları 'ateş olurdu eğer bu olurdu benim ölümüm ve soruşturma. | Open Subtitles | إذا أنا أطلقت النار عليهم , أنه كان سيكون موتي وموت التحقيق |
| 24 yaşında olmama rağmen benim ölümüm beklenen bir şeydi | TED | كنت قد غدوت حينها ابنة 24 عام .. وكان موتي امرٌ متوقع بصورة كبيرة |
| Sana tek verecek ölümüm kaldı. | Open Subtitles | ما تبقى لدي لأعطيه لك هو موتي ما تبقى لدي لأعطيه لك هو موتي |
| Neden olduğunu anlamaya çalıştım ve ölümüm için uygun hazırlıkları yapmadığımı anladım. | Open Subtitles | لقد ادركت اني لم اعد جيدا لاستعدادات ما بعد موتي |
| Zaman döngüsünün yinelenmesine engel olman gerek, yoksa sen ve kardeşlerin öldürüleceksiniz, ve ölümüm anlamsız olacak. | Open Subtitles | يجب أن تمنعي الحلقة الزمنية من الحدوث مجدداً، أو ستموتين أنتِ و أخواتكِ، وسيكون موتي بلا جدوى |
| Benim ölümüm olacak. Umarım seni alıkoyarlar. | Open Subtitles | موتي سينهي الأمر أتمنى أن يعفوكم من القتل |
| Ama ölümüm hayatını birazcık olsun anladığını hissetmeni sağlayacaksa, | Open Subtitles | لكن ، إذا كان موتي سيشعرك بشيء ولو كان ، بسيطاً في حياتك |
| ölümüm yeterli onlara. Umarım sizin canınızı bağışlarlar. | Open Subtitles | موتي سينهي الأمر أتمنى أن يعفوكم من القتل |
| ölümüm şeytani amaçlarını engelleyecekse... memnuniyetle... ölürüm. | Open Subtitles | إذا كان موتي سيمزق أهدافك الشيطانية فأنا أفضل الموت بكل سرور |
| Bu ölümüm anlamına gelse bile Beatrice'i kurtarmalıyım. | Open Subtitles | يجب عليّ إنقاذ بياترس حتى ولو عنى ذالك موتي |
| ölümüm de, diğer berbat olanlarla benzerlik teşkil ediyor unutulmanın kayıtsızlığına kendini bırakmış vaziyette. | Open Subtitles | وأن موتي ككثير من الوفيات العنيفة مكتوب عليه اللامبالاة والنسيان |
| Endişelenmen gereken benim ölümüm değil. | Open Subtitles | ليس موتي هو ما يحري أنّ تشغل بهِ إهتمامكَ. |
| Bedelinin benim ölümüm olmayacağını varsayıyorum. | Open Subtitles | أفترض أنكم لم تفكروا أنه بذلك ستوقعون على شهادة وفاتي |
| ölümüm hâlinde polise haber verin! | Open Subtitles | أخبري الشرطة عن أحداث وفاتي |
| Bay ve Bayan Percy umarım ki ölümüm sizi biraz rahatlatır. | Open Subtitles | سيد وسيدة بيرسى أرجو أن يعطيكم موتى بعض الراحة |
| Bu tünellerden yürüyerek çıkacaksın, ve benim ölümüm patlamayı durdurana kadar yürümeye devam edeceksin. | Open Subtitles | ستغادر هذه الأنفاق ولن تتوقف إلّا حين يزول الإذهان بموتي |
| ölümüm yüzünden onu hapse atmak istiyorlar. Buna izin veremeyiz. | Open Subtitles | يريدون إلقاءه في السجن لموتي لا يمكننا السماح لهم بهذا |
| Evet, içiyordum ve ölümüm bir kaza olmuş olabilir, ama her ikisi de ölmemi istediler. | Open Subtitles | أجل، لقد عاقرت الخمور وموتي... ربما كان حادثاً |
| Bunu yapmanın yolu Oliver'dı. Onun ölümü benim ölümüm yerine geçiyor. | Open Subtitles | و(أوليفر) كان وسيلتي لتنفيذها، لذا فإن موته يعني هلاكي. |