| Hristiyan hikayesi, İsa yeniden diriltilmeden önce bir gün boyunca mezarda ölüydü. | TED | القصة المسيحية كان يسوع المسيح ميتاً في قبر ليوم كامل لكنه انبعث من جديد |
| Londra'daki adam da Melbourne'deki adam kadar ölüydü. | Open Subtitles | الشخص فى لندن كان ميتاً مثل . الشخص فى ملبورن |
| Bu araziyi aldığımızda, arazi en az bizim kadar ölüydü. | TED | عندما استلمت هذه الأرض، كانت الأرض ميتة مثلي تماماً. |
| Gözlerini açtığı zaman tekrar ölüydü toprak kadar | Open Subtitles | الأن، بعدما فتحت عيناها كانت ميتة كالتراب |
| Köpeğim 10 yıldır ölüydü. Lady Gregory ise daha da fazla zamandır. | Open Subtitles | كلبي قد كان ميتا لأكثر من عشرة سنين السيدة غريغوري كانت كذلك لفترة أطول من ذلك |
| 1000 yıldır ölüydü. Onun için ne tuhaf olur ki? | Open Subtitles | لقد كانت ميّتة طوال ألف عام، فأي غرابة بها؟ |
| Araban yarı ölüydü, ama şimdi son duasını edebiliriz. | Open Subtitles | سيارتك كانت نصف ميته بالفعل. و اليوم يوم جنازتها. |
| - Hayır, bulduğumda ölüydü. | Open Subtitles | لقد قتلته لا ، لقد كان ميتاً عندما وجدته |
| Odanın bu tarafında dün her şey ölüydü. | Open Subtitles | كل شىء كان ميتاً فى نهاية تلك الغرفة البارحة |
| Onu öldürdüm, taş gibi ölüydü, sonra kalktı ve yaşıyordu. | Open Subtitles | لقد قتلته وسقط ميتاً ثم وقف وكان حياً فحسب |
| Ezici onu ezmeden önce, zaten ölüydü ve nerdeyse bir güne yakın arabada kalmıştı. | Open Subtitles | لقد كان بالسيارة ميتاً منذ يوم .. قبل أن تقوم الآلة بتحطيمه |
| Duygu ve mantık açısından, senelerdir ölüydü. | Open Subtitles | لقد كان ميتاً لسنوات عن الإحساس و المنطق |
| Bilgine, ben geldiğimde de ölüydü. | Open Subtitles | من أجل العلم , لقد كانت ميتة عندما أتيت إلي هنا |
| Bütün o karakterler ölüydü. Bunu yapmak zorundaydım. | Open Subtitles | وأولئك الشخصيات كانت ميتة وكان لا بد أن أقوم بهذا |
| - Emily Van Becks canlı yâda ölüydü. - Evet, evet, ciddiyim. | Open Subtitles | إيميلي فان بيكس كَانتْ حية أو ميتة نعم، نعم، لا مزاح. |
| John Pollock biz oraya gittiğimizde en az 1,5 gündür ölüydü. | Open Subtitles | جون بلوك كانت ميتة في اليوم على الأقل والنصف بحلول الوقت الذي وصلنا. |
| Onu kurtarmasaydın, şimdi ölüydü. | Open Subtitles | الان ربما كان ميتا على الارض لو لم تنقذى مؤخرته .اعنى ميتا |
| Sana haber verdiklerinde zaten ölüydü. | Open Subtitles | اعتقد أنه من الأفضل أن أقول لك أنه في الوقت الذي اتصلنا بك كان ميتا بالفعل |
| - Hayır, ölü falan değil. Ama bir bakıma konuşursak, eskiden ölüydü. | Open Subtitles | ليست ميّتة لكنّها بمعنىً آخر، كانت ميّتة |
| Kucağımda ağladığında, her sorduğunda başından beri ölüydü. | Open Subtitles | عندما كنت تبكي في كل مره كنت تسألني لقد كانت ميته طوال الوقت |
| Bunca zaman boyunca ölüydü. | Open Subtitles | لقد كان ميتًا طيلة هذا الوقت |
| Ben kimseyi öldürmedim. Oraya gittiğimizde adam ölüydü zaten. | Open Subtitles | لم أقتل أحدا كان الرجل مقتولا عندما وجدناه |
| Bunu bir keresinde bir filmde görmüştüm ancak filmde adam ölüydü. | Open Subtitles | لقد رأيت ذلك في فيلم, ولكن في الفيلم, الرجل كان ميت. |
| O yüzyıllardır ölüydü ama kurban ayininin kaçmasını sağladığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | لبث ميّتًا لقرون، ونعتقد أنّ تضحية النار سمحت له بالهرب. |