| Üç yıl önce o evde öldürülen kadın bu adamı tanıyordu. | Open Subtitles | المرأة التي قتلت في ذلك البيت منذ ثلاثة سنوات عرفت هذا الرجل |
| Hani şu tuttuğun bilet var ya, onun için vahşice öldürülen kadın. | Open Subtitles | المرأة التي قتلت بوحشيّة لأجل تذكرة اليانصيب التي فازت بذلك الشيك الذي تحملينه. |
| Geçen hafta öldürülen kadın var ya güzel hostes. | Open Subtitles | المرأة التي قتلت الأسبوع الماضي مضيفة الطياران الجميلة |
| Bu öldürülen kadın. | Open Subtitles | هذه المرأة التي قتلت. |
| Eğer gelin bu öldürülen kadın değilse, törenin devam etmesine izin verecek misiniz? | Open Subtitles | إذا العروس لم تكن هي المرأة المقتولة هل ستسمح بمضي المراسم |
| Burada öldürülen kadın. | Open Subtitles | المرأة التي قتلت هنا ماذا ؟ |
| Burada öldürülen kadın. | Open Subtitles | المرأة التي قتلت هنا ماذا ؟ |
| Judas tarafından öldürülen kadın. | Open Subtitles | المرأة التي قتلت يهوذا |
| öldürülen kadın | Open Subtitles | المرأة التي قتلت |
| öldürülen kadın burada, barda dolaşıyordu Çinli adamın davranışlarına dikkat etmiyordu sonra konferanstan bir topluluk içeri girdi aniden adamla ilgilenmeye başladı. | Open Subtitles | كانت المرأة المقتولة هنا, تتمشى في الحانة, لم تعر أي إهتمام لتحركات الرجل الصيني ثم جاء حشد من الناس للمؤتمر, |
| - öldürülen kadın da baya para harcıyordu. | Open Subtitles | المرأة المقتولة (كلير)، كانت قد قبضتَ كثيراً أيضاً |