| Bu seferkini ön sıradan izledi. | Open Subtitles | لقد حصل على مقعد الصف الأمامي لهذا الأمر |
| Sokak dansı moda olurken tarihe en ön sıradan tanık oluyordum. | Open Subtitles | لقد أصبح المحور, وأنا اشتركت معهم وحصلت على مقعد الصف الأمامي إلى التاريخ |
| Dövüşenler kadın olunca ön sıradan yer isterim. | Open Subtitles | 'لأنني أريد أن أكون في الصف الأول لمشاهدة قتالكما |
| En iyi tarafı da, onu sevenler mahkumiyetini en ön sıradan izlediler. | Open Subtitles | الافضل من كل هذا , حبيبها كان له الصف الامامي من ادانتها |
| Geri dönüş gösterim için ön sıradan koltuğun var. | Open Subtitles | حصلت على مقعدا في الصفوف الأمامية لعرضي الجديد |
| Robbie, Final Warning'in vokalisti... gelip seni en ön sıradan seyrettiğim zamanlar... spandex pantolonunun içinde... iliklenmemiş ipek gömleğinde... | Open Subtitles | روبى المغنى المشهور ... عندما اعتدت ان ااتى واشاهدك من الصف الاول فى صورتك القديمة... |
| Yüz yılın hikayesi için sana en ön sıradan yer ayırdım, tatlım. | Open Subtitles | حصلتي على مقعد أمامي لقصةالقرن،ياعزيزتي: |
| ön sıradan iki bilet alabilirim. | Open Subtitles | يمكنني الحصول على تذكرتين بالصف الأمامي بسهولة |
| Genesis konseri, Madison Square Garden'da, ön sıradan. | Open Subtitles | حفل لم شمل فريق "جينيسيس" بساحه حديقة ماديسون تذاكر بالصف الأول |
| Evet. Şimdi ön sıradan izleyeceksin. | Open Subtitles | أجل، الآن تملكين مقعداً في الصف الأمامي للمشاهدة. |
| Aptal gibi davranıp ön sıradan adını haykırabilirim. | Open Subtitles | أتصرّف بحماقة ، تعلم ، أصرخ مناديةً إسمك من الصف الأمامي |
| Malesef, ön sıradan izledim. | Open Subtitles | لسوء الحظ، كنت في مقاعد الصف الأمامي |
| Dünyanın sonuna ön sıradan biletim var. | Open Subtitles | بحق الجحيم , لدي مقاعد في الصف الأول لنهاية العالم |
| Gelecek ayki Taylor Swift konserine ön sıradan bilet, | Open Subtitles | تذاكر الصف الأول لحفلة تايلور سويفت الشهر المقبل |
| Yeni dünya düzeninin başlamasını izlemek için en ön sıradan bilet kazandınız. | Open Subtitles | حصلتم جميعا على مقاعد في الصف الأول لبداية نظام العالم الجديد |
| Rock Bottom Remainders konserine ön sıradan altı bilet. | Open Subtitles | مرحبا انظر ولن تندم ست تذاكر الصف الامامي |
| Umarım Satranç bunu ön sıradan izlemiştir. | Open Subtitles | آمل أن يكون ذاك الأحمق (تشس) بأحد الصفوف الأمامية.. |
| Costington Merkezinde ki gösterisi için bize ön sıradan koltuk biletleri ve sahne arkası giriş kartları yollamış. | Open Subtitles | لقد أرسل لنا أربع تذاكر في الصفوف الأمامية وبطاقات مرور للكواليس لحفلته في (كوستيغتون سنتر) |
| "Ve bunlar, en ön sıradan aktardığım düşüncelerim. | Open Subtitles | وهذا تقريرى من الصف الاول |
| Bu işi ne kadar kötü batırdığını görmek için ön sıradan izleyeceksin. | Open Subtitles | وتأخذ لك مقعد أمامي لترى مدى فشلك في هذا |
| Bu gece bir New York'lu oyunu var. ön sıradan biletlerim var. | Open Subtitles | ستجرى مباراة الليلة حجزت مقاعد بالصف الأمامي |
| Aynen söylediğim gibi dünyadaki en çılgınca şova ön sıradan koltuğa. | Open Subtitles | كما قلت سابقاً... ستحصلين على مقعد بالصف الأول لأغرب عرض على ظهر الأرض |