| Gezegeni önemsediğim için her gün bu bisikletin üstündeyim ben. | Open Subtitles | أتعرف؟ أنا أركب هذه الدراجة كل يوم لأنني أهتم للناس |
| Hayır, seni önemsediğim için beni kötü adam yapma. | Open Subtitles | كلا، لا تجعلينني الرجل السئ هنا لأنني أهتم بشأنك فحسب |
| Bu ülkeyi, ülkenin vatandaşlarını ve güvenliğini önemsediğim için bugün buradayım. | Open Subtitles | أنا هنا اليوم لأنني أهتم بهذه الدولة بمواطنيها وأمنها |
| Ki bunu sadece, seni önemsediğim için söylüyorum. | Open Subtitles | أنا أقول هذا لك فقط لأني أهتم لأجلك |
| Seni önemsediğim için buradayım. | Open Subtitles | أنا هنا لأنني أهتم لأجلك |
| Sizleri önemsediğim için beni affedin ama sizler hayattaki en yakın dostlarımsınız ve hepinizin iyi olmasını istiyorum. | Open Subtitles | إسمعوا، إعذروني لأني أهتم لحالكم يا أصحاب و لكنكم أعز أصدقائي في هذا العالم و أريد فقط أن أتأكد أنكم ستكونون بخير |
| Seni önemsediğim için öne çıkamıyorum. | Open Subtitles | لأنني أهتم بأمرك لا يمكنني الإعتراف |
| Seni önemsediğim için bu evi satın aldım. | Open Subtitles | إشتريت هذا المنزل لأنني أهتم لكِ |
| Buraya seni önemsediğim için geldim. | Open Subtitles | أنا جئت إلى هنا لأنني أهتم لك. |
| Yaptığım şeyi her birinizi önemsediğim için yapıyorum. | Open Subtitles | ما أفعله أفعله لأنني أهتم بكل واحد منكم |
| Bunu seni önemsediğim için söylemiyorum. Söylüyorum çünkü... | Open Subtitles | ولا أقول هذا لأنني أهتم لأمرك، بل أقول ذلك لأنّ... |
| Bunları önemsediğim için söylüyorum. | Open Subtitles | أنا أقول لكِ هذا لأنني أهتم |
| Ama seni önemsediğim için devam ettim. | Open Subtitles | لكنني بقيت معكِ لأنني أهتم. |
| Peter, seni önemsediğim için buradayım. | Open Subtitles | (بيتر )، أنا هنا لأنني أهتم بك |
| Sadece seni önemsediğim için. | Open Subtitles | فقط لأني أهتم بك |