| Nasıl önemsediğin birinin gözlerinin içine baka baka ona yalan söylersin? | Open Subtitles | كيف تستطيع النظر في عيني شخص تهتم لأمره وتكذب عليه ؟ |
| Burada mesaj, önemsediğin şeyi ölç, değişimi yönet ve bir asır daha bekleme. | TED | لذا العبرة هنا هي، قس ما تهتم لأمره وقد التغيير، ولا تنتظر مئة سنة. |
| - Kardeşini önemsediğin kadar kendini önemsemiyorsun. | Open Subtitles | أنت تهتم كثيرا بأخوك أكثر من إهتمامك بنفسك |
| önemsediğin bir şeyin peşinden gitmek için yeterince cesur olman gerçeğinden gurur duyarım. | Open Subtitles | سأكون فخوراً حيال حقيقة أنك كنت شجاعاً بما يكفي لتسعي خلف شئ يهمك |
| önemsediğin biri için yapıyorsan başa çıkmak daha kolay hâle geliyor. | Open Subtitles | لقد تبين لي أنه من السهل أن تؤدي عندما يكون لشيء يهمك |
| Neden önemsediğin insanlara yardım etmeyi bırakasın? | Open Subtitles | لماذا تريدين ان تتوقفي عن مساعدة الاشخاص الذين تهتمين لامرهم |
| önemsediğin insanların sayısı artınca, zihinleri okuyabilmek zorlaşıyor. | Open Subtitles | الناس الّذين تهتمّين بهم أكثر، هم الأقل الّذين ستكونين قادرة على قراءة عقولهم. |
| Birini önemsediğin zaman, duygularını ön plana koyuyorsun. | Open Subtitles | إذا اهتممت بشخص ما ,فإنك ستضع مشاعره بالحسبان اولا |
| Seks gerçekten önemsediğin biriyle daha iyi olmaz mı? | Open Subtitles | اليس الجنس يكون افضل مع شخص واحد انت تهتم لامره |
| Aile sadece kan bağı olduğun kişiler değil, ...aynı zamanda önemsediğin kişilerdir. | Open Subtitles | العائلة لا تتعلق بالدم الذي تحمله بل تتعلق بمن تهتم بهم |
| Ve birini önemsediğin zaman, canın yansa bile, o kişi için doğru olanı yapmalısın. | Open Subtitles | وعندما تهتم لأمر شخص ما يجب أن تفعل الأفضل لهم وإن جرحك هذا |
| Sadece, sen de bilirsin, önemsediğin birine, tekrar görememe ihtimali varken hoşçakal demek hiç de kolay değil. | Open Subtitles | إنها فقط كما تعلم , ليس من السهل الوداع لشخص أنت تهتم لأمره عندما تعتقد أن هناك فرصة أنك لن تراه مرة أخرى |
| önemsediğin ve seni önemseyen insanlar var. | Open Subtitles | انت لديك اشخاص تهتم لأجلهم ويهتمون لأجلك |
| Bu günlerden önemsediğin tek şey bu kızı bulmakmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أن الشيء الوحيد الذي تهتم به هذه الأيام هو إيجاد هذه الفتاة |
| önemsediğin birinin kapana kısılmış olması ve elinden hiç bir şey gelmemesi nasıl bir duygu? | Open Subtitles | ما هو شعورك و هناك شخص يهمك شأنه محاصر و لا شيء يمكنك فعله حيال الأمر؟ |
| Ama incinme korkun, önemsediğin kişilere açılmanı engellememeli. | Open Subtitles | ولكن لا يمكن السماح للخوف من ان يصاب يمنعك من فتح لشخص ما يهمك. |
| Sen önemsediğin insanları kaybetmekten hoşlanmıyorsun. | Open Subtitles | أنتى لا تحبى أن تخسرى الناس الذين يهمك أمرهم |
| 23 sene önce önemsediğin bir şeyi şimdi de önemsiyor musun? | Open Subtitles | هل أنتي ما زلتي تهتمين بأي شيء اهتممتي به قبل 23 سنة |
| Ve galiba senin önemsediğin biri onu satın alıyor. | Open Subtitles | و أعتقد أن من يشتريه هو شخص تهتمين لأمره |
| Hala önemsediğin belli oluyor. | Open Subtitles | اصغي، الأمر واضح تمامًا بأنكِ لا تزالين تهتمين.. |
| Büyük olasılıkla oldukça önemsediğin bir mesaj... | Open Subtitles | قول تهتمّين به كثيراً جداً، |
| Oh, tıpkı diğer 10 arkadaşımı önemsediğin o ay gibi mi? | Open Subtitles | مثلما اهتممت بحوالي عشرة من أصدقائي في شهر واحد ؟ |
| Hala önemsediğin birkaç insanı kurtarmaya çalışmanı izlemek isterim. | Open Subtitles | أودّ أن أرى كم ستجتهد لإنقاذ القلّة التي ما زالت تحفل بك. |
| Kuralları önemsediğin için mi avukat oldun? | Open Subtitles | أنت أصبحتَ محاميًا لأنكَ اهتممتَ بالقوانين ؟ |
| Ve birini önemsediğin zaman onun hislerini ön plana koyuyorsun. | Open Subtitles | . . وعندما تهمتي لشخص ما فإنك تضعي مشاعره بالحسبان اولا |