"önemsiz" - Translation from Turkish to Arabic

    • مهم
        
    • تافه
        
    • تافهة
        
    • أهمية
        
    • التافهة
        
    • نكرة
        
    • مهماً
        
    • تافهاً
        
    • البسيطة
        
    • اهمية
        
    • الأهمية
        
    • تهم
        
    • هامة
        
    • يهمّ
        
    • طفيفة
        
    Bu benim için önemsiz, Konuşacak kelimesi kalmamış birisi için. Open Subtitles انة لغير مهم بالنسبة الى من يكون صاحب الكلمة الاخيرة
    - Nefret etmesi önemsiz. - Oğlum benden nefret etmez. Open Subtitles و ليس مهم إذا كان يكرهك أن أبنى لا يكرهنى
    Ama o zamanlar, bize göre onların varlığı önemsiz bir değişkendi. Open Subtitles لكن في ذلك الوقت، لكنه أحس كلانا أحسسنا أنه شيء تافه
    Küçük bir yüklenme asansörü etkileyen voltajın yanında önemsiz bir değer. Open Subtitles مجرد شحنة صغيرة. تافهة بالمقارنة مع شدة التيار الذي يمرّ بالمصعد.
    Herkesin göremeyeceğinin farkındayım, ama yürekten bakınca, insan çok fazlasını görebiliyor, her ne kadar bu bilgi senin için önemsiz olsa da.. Open Subtitles أن أعلم أن الجميع لن يستطيع رؤيتها ولكن من لديه قلب, يستطيع رؤية الكثير على الرغم من عدم أهمية تلك المعلومة لك
    Gerçekten kötü olaylardan seni uzak tutmak için önemsiz şeyleri anlatırlar sadece. Open Subtitles أنهم يتشاركون في الأشياء التافهة فقط لوضعك خارج رائحة الأشياء السيئة حقا
    Hayır, ama yine de. Çok küçük ve önemsiz bir varlığım vardı. Open Subtitles كلاّ، لكن مع ذلك ما زلت موجوداً بهذا الوجود الغير مهم والصغير
    Öldüğümü düşündün ve beni önemsiz bir şeymiş gibi atabileceğini mi sandın? Open Subtitles ظننتَ أني رحلت، لذلك ظننتَ أنّه يمكنُك رميي كأنّي شيءٌ غير مهم
    Geçmişin önemsiz bir kısmının öne çıkarılması, ...benim açımdan elbette. Open Subtitles أصبحت نوعاً ما جزء غير مهم من الماضي, بالنسبة لي.
    önemsiz olman fikrini üzerine alınıyorduysan alınmamalısın, bunu bağrına basmalısın. Open Subtitles إن كنت تشعر بالإهانة لفكرة انك تافه بل اعتز بها
    Hasta görünüyordu. Tüm söylediğim, "İnanıyorum ki bu çok önemsiz bir sorun." Open Subtitles إنك تبدو مريضاً ، و كل ما قلته أننى على صقة أنه شئ تافه
    önemsiz ve hayatı boyunca hiçbirşey olamamış bir adam. Open Subtitles تافه بسيط تماماً.. عجوز كان عبارة عن لا شيء طوال حياته.
    Bir DNA dizisi yapmanın maliyeti önemsiz olacak. TED تكلفة القيام بعملية تسلسل الحمض النووي سوف تكون تافهة.
    Centella'yı önemsiz, basit, yok olsa kimsenin yokluğunu fark etmeyeceği bir ot olarak görebilirsiniz. TED قد تعتبرون السنتيلا نبتة تافهة وضارة ولن نفتقدها إذا انقرضت.
    Kritik meselelerle önemsiz şeyleri öncelik sırasına koymanın önemini de. Open Subtitles و أعلم أيضا أهمية تقديم الأمر المصيري على الأمر التافه
    Aslında, üç sebepten ötürü: hesaplama, uygulama ve sonuncusu, ne yazık ki zamanla en önemsiz hale geleni ilham. TED لثلاثة أسباب رئيسية: الحساب، التطبيق، وأخيرا، وللأسف، السبب الأقل أهمية وفقا لما نعطيه له من وقت، هو الإلهام.
    Size evimi açtım Sizinse tek yaptığınız Bu muhteşem zamanı önemsiz şeylerle mahvetmek. Open Subtitles فتحت بيتي لكم وكل ما فعلتموه هو ملأ هذا الموسم البهيج بشكاويكم التافهة.
    önemsiz biri olunca bile... yirmi iğrenç papelden daha fazla olmalıydı. Open Subtitles حتى أنْ يَكُونَ نكرة ولكن حتى كلا أحد فاننى استحق اكثر من تسع دولارت حقيرة
    Ne kadar önemli veya önemsiz olduğu sorun değil. Kayıpların verdiği acıyla kıyaslanamaz. Open Subtitles مهما كان صغيراً أو مهماً مقارنة بمعاناة الخسارة
    , ne kadar basit ya da önemsiz görünürse görünsün, kaydedilmeli, Open Subtitles لا يهم كم بدا ضئيلاً أو تافهاً يجب أن تسجلاه
    Sadece mutlu, önemli anlarda değil, bunun gibi önemsiz zamanlarda bile. Open Subtitles ليس فقط قضاء الاوقات السعيدة لكن فقط اللحظات البسيطة مثل هذهِ
    Sanırım bunun önemsiz bir konu olduğunu düşünüyorlardı. TED اعتقد انهم ظنوا انها قضية ليس ذات اهمية
    Dünyada her yerde konuşlanmış teleskobumuz olsa idi, yani, tam bir disko topu olsa idi bu çok önemsiz olurdu. TED لو توافر لنا تليسكوبات في جميع أنحاء العالم-- -- بمعنى آخر، في جميع أنحاء كرة الديسكو سيكون هذا قليل الأهمية.
    Ama işin aslı, asıl sır, hepimiz kadınlara cinsel zevklerinin önemsiz olduğunu söylüyoruz. TED لكن الواقع هو السر الحقيقي أننا نقول لها أن رغبتها الجنسية لا تهم.
    Sayın Delege, önemli yada önemsiz kanıtınıza rağmen bu tamamen konu dışıdır. Open Subtitles أيها المفوّض, بالرغم مما تظهره أو لا تظهره ادلتك إنها غير هامة
    Ama benim düşüncem önemsiz senin düşüncen de, çünkü olan bu. Open Subtitles لكنّ لا يهمّ ما أؤمن به و لا يهمّ ما تؤمنين به لأن هذا الذي يحدث
    Bunlar sıcakta ve taşınma oranlarında ki önemsiz değişimler Open Subtitles هناك إختلافات طفيفة في . نسب التوصيل ودرجة الحرارة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more