| Ah örümcekleri de al. Biliyorum böcek değiller, ama umrumda değil. | TED | أوه خذ العناكب كذلك. أعرف أنها ليست حشرات، لكن لا أهتم. |
| Hayır, bu işlemi bitirdiğimizde birkaç gün bekler ve sonrasında o örümcekleri uyuturuz. | TED | لا، بمجرد أن ننتهي من ذلك، ننتظر عدة أيام، ومن ثم، نخدر أولئك العناكب. |
| örümcekleri bile ağına düşürürsün sen. | Open Subtitles | يمكننا أصطياد العناكب من الشباك التى تنسجيها |
| İlk denizaltıların denizin dibinde tatlı su örümcekleri tarafından icat edildiğini? | Open Subtitles | أن العناكب ابتكرت الغواصات منذ ملايين السنين ؟ |
| Peki aydan bir parça bir evin üzerine düşse ve o evdekiler de örümcekleri kafeste saklıyor olsa ve o kafeste kırılsa? | Open Subtitles | ماذا إن قطعة من القمر سقطت على منزل يوجد فيه عناكب محبوسة في قفص لكن القفص تحطم؟ |
| Öncelikle, titreşimler örümcekleri çekiyor. | Open Subtitles | فى البدايه,العناكب تنجذب نحو الاهتزازت التى تشمل: |
| Bakın beyler, ileride büyük örümcekleri öldürmeyi sorun etmem ama en azından küçükleri kendiniz öldürmeyi denemelisiniz. | Open Subtitles | للمستقبل انا لا أمانع قتل العناكب الكبيرة, لكن على الاقل حاولوا قتل الصغيرة. |
| Hortumla yıkayıp örümcekleri falan temizlersiniz. Müjde, kızlar. | Open Subtitles | ،سيتوجب عليك غسل المقدمة و إزالة العناكب |
| Bizim dünyamızda ise, katil örümcekleri silahsız bir kalabalığa salmak daha büyük bir suç olarak görülür. | Open Subtitles | في عالمنا ، تعتبر أكبر جريمة إطلاق عنان العناكب القاتلة على الناس العزّل |
| örümcekleri ve hamam böceklerini yemeyi seviyor böylece her yere kusabiliyor. | Open Subtitles | يحب أن يقضم العناكب و الصراصير ليتمكن من التقيأ في جميع أرجاء الأرضية |
| Bütün örümcekleri yakalayıp yakalayamadığımızı soruyor. | Open Subtitles | أراد أن يتأكد أننا قبضنا على بقية العناكب |
| Amacım akrabalarımın kızıl gözlerini bulup örümcekleri yakalamak. | Open Subtitles | هدفي هو إيجاد أعين إخوتي القرمزيّة والقبض على العناكب. |
| Bağlı hedefi bir Zetsu durumunda kalması için zorluyor. Bu güç, örümcekleri yakalamak için. | Open Subtitles | أسيرها يعجز عن استخدام التعزيز، وإنّها قدرة أسر العناكب. |
| Pekâlâ, sırada kurt örümcekleri var. | Open Subtitles | حسنًا,التالي في القائمة, هي العناكب الذئبية. |
| Hayır, bu örümcekleri tekrar hayata getirebilirsen başka. | Open Subtitles | لا ، إلّا إذا كان بوسعكِ أن تُعيدي تلك العناكب للحياةِ مجدداً |
| Tüm örümcekleri öldürmeye vaktim olmadı. | Open Subtitles | و لكن لم يكن لديّ مُتسع من الوقتِ لقتل كافة العناكب |
| İnsanlar örümcekleri korkutucu bulur, sadece bu. | Open Subtitles | يجد الناس العناكب مخيفة، هذا كل ما في الأمر |
| örümcekleri aşabilir miyiz? | Open Subtitles | هل يمكننا تجاوز موضوع العناكب , رجاءا؟ |
| Gök örümcekleri onlardan korktuğumuz gibi bizden korkarlar. | Open Subtitles | عناكب السماء خائفة منا بمقدار خوفنا منها |
| Gök örümcekleri, karışık dinlerinin müsaade ettiğince sizi uçurdular. | Open Subtitles | طارت بكم عناكب السماء لأبعد مكان يسمح لها به دينها المعقد |
| Bal arılarının, üzerinde yengeç örümcekleri bulunan çiçekleri ziyaret etme olasılıkları kuşkusuz daha yüksek bu ziyaretlerin bedelini de çoğu kez hayatlarıyla ödüyorlar. | Open Subtitles | يبدو أن نحل العسل يزور الأزهار بالعناكب السرطانية عليها أكثر من الأزهار دون عناكب، عادة بعواقب مميتة. |