| - Güzel görünümlü bir çocuk. - öyle olacak. Yeterince yiyor. | Open Subtitles | إنه ولد وسيم جداً سيكون كذلك , يأكل بشكل جيد |
| öyle olacak. Beni dans ederken bir gör. Yine elini tuttu. | Open Subtitles | صحيح , سيكون كذلك إمساكة أخري باليد ستيوارت , المطبخ , الآن من فضلك |
| Sırf ben salağım diye, herkes öyle olacak diye bir şey yok. | Open Subtitles | فقط أني كنت احمقا لا يعني ان الجميع سيكون كذلك. |
| Hayat büyük bir boşluk.Her zaman öyle oldu ve öyle olacak. | Open Subtitles | الحياة مجرّد فراغ كبير. لطالما كانت و ستكون كذلك دائماً. |
| Özgür bir ülkedeyiz... en azından 10 dakika sonra öyle olacak. | Open Subtitles | إنها بلاد ديمقراطية.. على الأقل ستكون كذلك لمدة10 دقائق |
| Bugün yağan kara yağmur değil ama yakında öyle olacak. | Open Subtitles | اليوم هذا ليس مطر أسود ولكنه سيكون كذلك قريباً |
| öyle olacak çünkü sen basitleştireceksin. | Open Subtitles | حسنا,سيكون كذلك لأنك ستجعلة بسيطا |
| Elbette öyle olacak. | Open Subtitles | سيكون هذا عامي بالطبع سيكون كذلك |
| - Çoğunlukla öyle olacak, evet. | Open Subtitles | في الغالب سيكون كذلك اجل - مثل لو ان واحدًا منا تعرض لخطورة اكثر - |
| Eminim öyle olacak. | Open Subtitles | متأكد انه سيكون كذلك |
| Evet kesinlikle öyle olacak. | Open Subtitles | و سيكون كذلك بالتاكيد |
| - Eğlenceli olacağa benziyor. - öyle olacak. | Open Subtitles | يبدو شائقا سيكون كذلك |
| öyle olacak gibi. | Open Subtitles | يبدو أنه سيكون كذلك |
| Evet, öyle olacak. | Open Subtitles | أوه , سيكون كذلك |
| Bu gece öyle olacak. | Open Subtitles | سيكون كذلك الليلة |
| Bir daha ağzından "bu son sözüm" lafının çıktığını duyarsam gerçekten öyle olacak. | Open Subtitles | حتى لو صدرت كلمة هذا نهائي من فمك مرة ثانية فالحقيقة أنه ستكون كذلك |
| Şiddet doluydu ve eğer bunu yaparsan, Lindsey'ninki de öyle olacak. | Open Subtitles | حياتك كانت كانت متمحورة حول العنف و ان فعلت هذا حياة ليندسي ستكون كذلك أيضا |
| Benim takdim gecem hayatımın en güzel gecelerinden birisi olarak bitmişti, ve eminim seninki de öyle olacak. | Open Subtitles | حفلتي كانت واحدة من أجمل ليالي حياتي و أنا واثقة من أن حفلتك ستكون كذلك أيضا |
| Mahkemede dinlenirken öyle olacak en azından. | Open Subtitles | حسناً، على الأقل ستكون كذلك عندما يتم تشغيله في المحكمة |
| Çocukları da öyle olacak. Yeter. | Open Subtitles | ويوماّّ ما سوف تنجب أولاداّّ محتالين |
| İş yaptığı insanları eğlendirmemiz gerekiyor ve sanırım bu akşam öyle olacak. | Open Subtitles | علينا تسلية الأشخاص الذين نعمل معهم، و أعتقد هذا ما سيحدث الليلة. |