| Burada oturmuş özün yavaşça biterken ve sana olan saygıları tükenirken. | Open Subtitles | بينما تجلس هنا بينما نعمتك تحترق ببطء وسمعتك انطفأت منذ زمن |
| Ödünç aldığın özün ne kadar kötü durumda olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | إنه لا يعلم و كيف تسوء نعمتك مع الوقت |
| Öğrenin, yaşayın, sevin. özün bizde Metatron. Artık bir ölümlüsün. | Open Subtitles | تعلمه, عشه, أحبه لدينا نعمتك يا (ميتاترون), إنك فاني الآن |
| Bu özün düştüğü yer. | Open Subtitles | هنا لمست النعمة الأرض |
| Yani özün düştüğü noktada bir yıkım olmuyor. | Open Subtitles | . . أرض النعمة . . |
| Senin bir parçan, beynin. Gerçek özün. | Open Subtitles | إنه جزء منك، من عقلك من جوهرك الخاص |
| Hayır, hayır! Senin özün. | Open Subtitles | كلا, كلا, كلا نعمتك |
| Hayır, hayır! özün. | Open Subtitles | كلا, كلا, كلا نعمتك |
| Hayır, özün. | Open Subtitles | كلا, نعمتك |
| özün bende. | Open Subtitles | و لدي نعمتك |
| Böylece özün kafese geri dönmeyecekti. | Open Subtitles | حتى لا يُرسل جوهرك إلى القفص. |