| Sorun değil. Özür dilenecek birşey yok. Umurumda değil. | Open Subtitles | لا تقلق , ليس هناك شيء يدعو للإعتذار , أنا لا أمانع |
| Özür dilenecek bir şey yapmadın ki. Sorun nedir? | Open Subtitles | انتي لم تفعلي شيئا للإعتذار من اجله ما الأمر ؟ |
| - Özür dilenecek bir durum yok. | Open Subtitles | هناك الآن لايوجد شي للاعتذار عنه |
| Bunda Özür dilenecek bir şey yok ki. Brad'in Dacatur'la ilgili şaka yaptığını biliyorum, değil mi? | Open Subtitles | ليس هناك من داع للاعتذار أعلم أن "براد" يمزح بشأن "ديكيتور",أليس كذلك؟ |
| Özür dilenecek bir şey yapmadın ki. | Open Subtitles | لا يوجد شيئ لتعتذري عليه |
| Özür dilenecek birşey yapmadığını sanıyor. | Open Subtitles | هو يَتصرّفُ مثل هو لَيْسَ لهُ شيء للإعتِذار عن. |
| - Böyle olması gerekmezdi. - Özür dilenecek bir şey yok. | Open Subtitles | الطريقة التي حدثت بها - لا يوجد شيء لتعتذر عنه - |
| Özür dilenecek bir şey yok Gwen. | Open Subtitles | لا تأسفي يا جوين |
| Özür dilenecek hiçbir şey yapmadın. | Open Subtitles | لا يوجد شيء لتتأسفي عليه. |
| Özür dilenecek bir şey yok. | Open Subtitles | لا حاجة لك للإعتذار. |
| Hayır... Özür dilenecek bir şey yok ortada... | Open Subtitles | لا، لا داعي للإعتذار |
| Özür dilenecek bir şey yok. | Open Subtitles | لا بأس، لست بحاجة للإعتذار |
| Özür dilenecek bir şey yok. | Open Subtitles | لا حاجه للاعتذار |
| Özür dilenecek bir şey yok. | Open Subtitles | لا حاجه للاعتذار |
| Bunda Özür dilenecek bir şey yok. | Open Subtitles | لا داعي للاعتذار |
| Özür dilenecek bir şey yapmadın. | Open Subtitles | ليس هناك شيء لتعتذري من اجله. |
| Özür dilenecek bir şey yok. | Open Subtitles | -لا يوجد شيء لتعتذري عليه . |
| Özür dilenecek bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك حاجة للإعتِذار. |
| Özür dilenecek bir durum da yok. Hem de hiç. | Open Subtitles | ولا شيء لتعتذر عنه، أبداً |
| Hayır, sorun değil. Özür dilenecek bir şey yok. | Open Subtitles | كلا ، لا تأسفي ، لا بأس |
| Özür dilenecek neyin var? | Open Subtitles | ما الذي تأسفي من أجله ؟ |
| Özür dilenecek bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيئ لتتأسفي عليه. |