| Bazı açılardan kendi sorunlarım var bazı açılardan değer verecek özgürlüğüm. | Open Subtitles | بطريقة معينة هي ذم في حياتي وبطريقة اخرى هي حريتي للممات |
| özgürlüğüm için bana yardım etmek işte Bana bu işin içinde bir sürü para olduğunu söylemeyi unutmuşsun | Open Subtitles | مساعدتي و حريتي لقد نسيت أن تخبرني أنك كنت تقبض النقود على هذا |
| Ailem öyle ama bu benim param, benim özgürlüğüm. | Open Subtitles | أبوايّ كانوا كذلك، لكن هذا مالُي، حريتي. |
| - Hayır, kalamam. - Doğru, sığınağın var. - Ama özgürlüğüm yok. | Open Subtitles | بل تستطيعي,لقد حصلت علي الأمان و لكن ليس الحرية |
| - Hayır, kalamam. - Doğru, sığınağın var. - Ama özgürlüğüm yok. | Open Subtitles | بل تستطيعي,لقد حصلت علي الأمان و لكن ليس الحرية |
| Bayan Bertholt, davayı mahkeme dışında konuşma özgürlüğüm yok. Tabi. | Open Subtitles | الحقيقة إنني لا امتلك حرية الحديث بالقضية خارج قاعة المحكمة |
| Ve şimdi Fransa'daki bu son olaydan sonra, sizin devam eden zulmünüz yüzünden gerçekten özgürlüğüm ciddi bir tehdit altında. | Open Subtitles | والآن فى صفقتى الأخيرة فى فرنسا,لقد وضعتنى فى موقف حساس باضطهادك المستمر واصبحت فى موقف حرج ان افقد حريتى |
| Geride bana kalan tek şey özgürlüğüm oldu. Onu elimden almalarına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | كلّ ما تبقى لي حريتي و لن ادعهم يأخذوها منى |
| Şimdi de rudisim ve özgürlüğüm yıkıntılarının altında kaldı. | Open Subtitles | والآن سيف حريتي .. حريتي مدفونة تحت الأنقاض |
| özgürlüğüm sana duyduğum derin saygıdan ileri geliyor. Nasıl oluyor anlat. | Open Subtitles | حريتي تستند على إحترامي العميق الذي أكنه لك. |
| Benim özgürlüğüm, o elmasın satın alabileceği herşeyden daha değerli. | Open Subtitles | حريتي أثمن من أي شيء تستطيع تلك الماسة شراءه |
| Pembe Panterler'e karşılık özgürlüğüm. Sağlam olmalı. | Open Subtitles | الفهد الوردي مقابل حريتي يجب أن يكون اتفاقاً صارماً |
| Benim ortaya koyacak elimde tek kalan şeyim özgürlüğüm. | Open Subtitles | كُل ما يجب عليّ المراهنة عليها هي حريتي. |
| Hayatımın bazı bölümlerini açıklama özgürlüğüm yok. | Open Subtitles | هناك جوانب في حياتي لا أملك الحرية في الكشف عنها |
| 45 dakikalık özgürlüğüm olduğunu bilseydim gidip yelken kanatla uçardım. | Open Subtitles | حسنا لو كنت اعرف ان لدي45 دقيقة من الحرية لذهبت للقفز المظلي |
| Keşke, hayalini kurduğum hayatı yaşama özgürlüğüm olsaydı. | Open Subtitles | تمنيت فقط أن تكون لدي الحرية لأعيش الحرية أنا دائما أتخيل |
| Paramı istediğim gibi harcama özgürlüğüm olmalı. | Open Subtitles | يجب أن تكون لي الحرية في إنفاق المال كما أشاء. |
| Bir kafesin içinde kapana kısılmıştım. Yırtıcıların içinde bir avdım. Hiç olmayan özgürlüğüm için savaşıyordum. | TED | كنت محبوساً فى قفص، فريسة فى وسط مفترسين، أقاتل من أجل حرية لم أحظ بها يوماً. |
| Çünkü bu benim din özgürlüğüm ve sen bunu ihlal ediyorsun! | Open Subtitles | لان هذه حريتى الدينيه و انتِ تنتهكين ذلك |
| özgürlüğüm,onu almam için burada bekliyor | Open Subtitles | لقد كانت حرّيتي طوال الوقتِ في متناول يدي |
| Özellikle de benim kişisel özgürlüğüm o süs köpeğini alt etmek için. | Open Subtitles | بالتحديد، حريّتي الشخصية لأنهي أيّ شئ |
| Hapsedilmiş olsam da bunu yaptım. özgürlüğüm için hepinize teşekkür ederim. | Open Subtitles | صحيح، مع أنّي كنت سجيناً أشكركم جميعاً على حرّيّتي |
| Yıllarca özgürlüğüm hakkında söz verildi sadece teknik bir detay ya da bir fikir değişikliği tüm olayı berbat etti. | Open Subtitles | لسنوات لقد وُعدت بحريتي فقط لأواجه خطأ تقنيا أو تغييراً في الرأي فيحبط الأمر بمُجمله |
| Ancak artık Tanrı ve görünüşe göre özgürlüğüm için savaşacağım. | Open Subtitles | ولكن الآن، سوف اقاتل من أجل إلهي ولحريتي كما يبدو |