| Sanki dolu dolu yaşamış gibi gençliğini özlüyorsun. | Open Subtitles | أنت تفتقد شبابك كما لو كنت تعيشه على أكمل وجه. |
| Biliyorum, babanı çok özlüyorsun. Şimdi her neredeyse, seninle gurur duyuyordur. | Open Subtitles | أنا أقدر أنك تفتقد أباك منذ سنين لكني أعتقد أنه فخور بك الآن |
| Çünkü itiraf etmediğin halde annenleri özlüyorsun. | Open Subtitles | و لأنك تفتقدين والديك و لكنك لن تعترفى بذلك مطلقاً |
| İstediğini, sırf istediğin için yapmayı özlüyorsun. | Open Subtitles | تشتاقين لفعل ما تريدينه لأنكِ تريدين فعله |
| Biliyorum ki onu sen de özlüyorsun ama bu en çok beni etkiledi. | Open Subtitles | ،أعلم إنك تفتقده أيضا ، ولكن فى الحقيقه الأمر أكثر قسوه علىّ |
| özlüyorsun onu, kokusunu bile. Uyanıyorsun, bakıyorsun ki yanında değil. | Open Subtitles | أنت تشتاق إليها، تشتاق حتى لرائحتِها تَستيقظُ ولا تجدها هناك |
| Bunun yüzünden bir haftadır tartışıyoruz. Onu özlüyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنتِ تفتقدينه الآن، أليس كذلك؟ |
| Ah Brian biliyorum Jillian'ı özlüyorsun, ama sana tekrar kavuşmak güzel. | Open Subtitles | براين , أعلم أنك تفتقد جيليان لكن من الجيد عودتك |
| İnsanların sana iltifat edişini özlüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت فعلاً تفتقد لكل هذا الانتباه، أليس كذلك؟ |
| Evet var. Dedikoduyu, geyikleri ve arkadaşlarını özlüyorsun. Biliyorum. | Open Subtitles | نعم , انت تفتقد الحركة والمرح وايضا الرفاق , انا اعلم ذلك |
| Evet var. Dedikoduyu, geyikleri ve arkadaşlarını özlüyorsun. Biliyorum. | Open Subtitles | نعم , انت تفتقد الحركة والمرح وايضا الرفاق , انا اعلم ذلك |
| Biliyorum sen de Dutch'ı benim özlediğim kadar özlüyorsun. | Open Subtitles | أعرف بأنك تفتقدين ديتش , كما أفتقده أنا ايضا |
| Sen boksu özlüyorsun dimi, tatlım? | Open Subtitles | انتى تفتقدين الملاكمه ؟ اليس كذلك ياعزيزتى ؟ |
| Hayır anlıyorum. Eski mahalleni özlüyorsun. | Open Subtitles | أنا أفهمك ، أعني أنك تفتقدين . مسكنك القديم |
| Her şeyin eskisi gibi olmasını özlüyorsun. | Open Subtitles | لا بدّ أنك تشتاقين للأمور التي اعتدت عليها |
| Biliyorum ki onu sen de özlüyorsun ama bu en çok beni etkiledi. | Open Subtitles | أعلم إنك تفتقده أيضا، ولكن في الحقيقة الأمر أكثر قسوة على |
| Alırım. En çok hangi arabanı özlüyorsun? | Open Subtitles | سآخذك، ما هي أكثر سيارة من سياراتك تشتاق لها؟ |
| - Ama özlüyorsun. | Open Subtitles | لكنك تفتقدينه بالفعل |
| Onu özlüyorsun. Hepimizin başına geldi. Genç bir afet tanıyordum. | Open Subtitles | .إنك تفتقدها إن ذلك يحدث لكل منا أنا أعرف ذلك الشئ |
| Aptal bir yavşağın ensenden aşağı buz parçaları atmasını mı özlüyorsun? | Open Subtitles | أجل؟ أأنت اشتقت أحمق غبى يضع كرات الطين أسفل ظهرك؟ |
| Sen erkek arkadaşını özlüyorsun ben de eşimi. | Open Subtitles | لدينا شيئ مشترك انتي مشتاقة لحبيبك انا مشتاق لزوجتي |
| Bir an onlardan nefret ederken, bir bakmışsın özlüyorsun... | Open Subtitles | في لحظة تكرههم وفي اللحظة التالية تفتقدهم |
| - Bence özlüyorsun. - Bir centilmen gibi cevap verdin. | Open Subtitles | -أعتقد أنكِ تفتقديه. |
| Tahran'ı özlüyorsun. Bekleme alanındayken haberlerinden bazılarını okudum. | Open Subtitles | أنت مشتاقة لطهران، قرأت بعضاً من أعمالك بينما كُنتِ تجلسين في غرفة الإنتظار. |
| Hmm mantıklı, çünkü vefat etti ve onu özlüyorsun. | Open Subtitles | يبدو هذا ذا معنى، لأنها متوفية وأنتِ تفتقدينها |
| Anneni özlüyorsun, biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنَّكِ تفتقدينَ أمَّكِ |
| Hayır, gölgede oturan mafya üyelerinin sosyetik cazibesini özlüyorsun, ha? | Open Subtitles | لا أنتَ تفتقدُ لسحرٍ جماعي مع أحدِ الأذكياءِ الذينَ يجلسون حولَ الظل ؟ |