| Ayrı geçen on ayın sonunda fark etmeye başadım ki artık beni, benim onu özlediğim şekilde özlemiyordu. | TED | وبدأت أدرك أنه بعد غيابي لأكثر من عشر شهور، لم يعد يفتقدني كما أفتقده. | 
| Sanırım özlediğim tek şey Desiree'ydi. | Open Subtitles | أعتقد الشيء الوحيد الذي أفتقده هي ,ديزري | 
| Gitmo'ya giderken bindiğimiz Gulfstream'i özlediğim resmî kayıtlara geçsin lütfen. | Open Subtitles | أرغب بتسجيل هذه الرحلة أنني أشتاق لطائرة المهم المستعجلة لجوانتنامو | 
| Bir süreliğine yerlerinden ayrılmışlardı. Ben de seni özlediğim için koştum geldim. | Open Subtitles | تركوا مكانهم لفترة بالتالى ركضت الى اعلي لأني اشتقت الى رؤيتك ؟ | 
| - Bunu görebiliyorum. - Hayır, işi özlediğim falan yok. | Open Subtitles | أستطيع ان أرى ذلك لا , أنا لا أفتقد العمل | 
| Şu an çok özlediğim bu basit anların tadını çıkarsaydım keşke. | Open Subtitles | كان يجب عليّ الإستمتاع بكل لحظة أفتقدها للغاية في الوقت الحالي | 
| Şimdi hem Andy'i özlediğim için üzgünüm hem de Andy'le konuşup seninle dalga geçemeyeceğim için üzgünüm. | Open Subtitles | الان انا حزينة لأنني افتقد اندي وحزينة ايضا لأنني لا استطيع السخرية منك مقابله | 
| Burada olduğumda özlediğim tek şey odur. | Open Subtitles | انه الشيء الوحيد الذي افتقده أن يكون هنا | 
| Soğuk havanın ve dev sivrisineklerin arasında... ..onları biraz özlemiştim sonra onlardan daha çok özlediğim bir şey gördüm. | Open Subtitles | بين الهواء البارد و البعوض العملاق افتقدتهم قليلاً لكن عندها رأيت شيئاً أفتقده أكثر | 
| Biliyorum sen de Dutch'ı benim özlediğim kadar özlüyorsun. | Open Subtitles | أعرف بأنك تفتقدين ديتش , كما أفتقده أنا ايضا | 
| 23 yıldır özlediğim tek şey belki de sıcak bir banyodur. | Open Subtitles | إسمع. الشئ الوحيد الذي أفتقده خلال 23 سنة هو ربما حمام ساخن. | 
| Dün özlediğim karımdı, bu gece yalnız yatağımı özlüyorum. | Open Subtitles | البارحة قلت بأنني أشتاق إلى زوجتي الآن أشتاق إلى سريري | 
| Dün özlediğim karımdı, bu gece yalnız yatağımı özlüyorum. | Open Subtitles | البارحة قلت بأنني أشتاق إلى زوجتي الآن أشتاق إلى سريري | 
| Bilmiyorum, son zamanlarda tadı hoşuma gidiyor. Ray, seni özlediğim için erken geldim. | Open Subtitles | لا أعرف, قمت مؤخراً بتذوقها راي, لقد عدت للمنزل لأني اشتقت اليك | 
| Sana email atmam gerektiğini düşündüm. Çok özlediğim için değil burası eşsiz bir yer. | Open Subtitles | حتى ظننت فما استقاموا لكم فاستقيموا البريد الإلكتروني لك، ليس لأنني اشتقت لك الكثير | 
| - Bunu görebiliyorum. - Hayır, işi özlediğim falan yok. | Open Subtitles | أستطيع ان أرى ذلك لا , أنا لا أفتقد العمل | 
| özlediğim şey insanların işi yapmak için ne gerekiyorsa onu yapmaları. | Open Subtitles | أفتقد الناس الذين يفعلون كل ما يتطلبه الأمر لينجزوا المهمة | 
| Zenginim, ama 20. yüz yıla ait özlediğim şeyleri alamıyorum. | Open Subtitles | أنا غني ، و لكن لا يمكنني شراء الأشياء التي أفتقدها من القرن العشرين | 
| Central City'de özlediğim tek bir şey var. | Open Subtitles | حسنا، هناك شيء واحد افتقد عن وسط المدينة. | 
| En çok özlediğim şey de yılbaşı gecesi tam geceyarısında öpüşmek. | Open Subtitles | الشيء اللذي افتقده هو التقبيل عشية رأس السنه | 
| Merhaba, bebeğim, sen de benim özlediğim kadar özledin mi? | Open Subtitles | مرحبا عزيزتي ، هل أشتقتي لي ؟ أنا أشتقت لك أيضاً | 
| Amerika'ya gidip de her gün seni özlediğim için ağlamak istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريد الذهاب إلى أمريكا وكلّ يوم ابكى لأنى أفتقدك. | 
| Ailesini özlediğini aynı benim annemi hasta olduğunda özlediğim gibi. | Open Subtitles | أنه يفتقد عائلته مثلما افتقدت أمي عندما كنت مريضة | 
| Huzursuzluğu özlediğim için döndüm. | Open Subtitles | لقد عدت بسبب اشتياقي لأن أكون غير مرتاحة. | 
| Düşünebildiğim tek şey kızımı ne kadar özlediğim. | Open Subtitles | كلّ ما يمكنني التفكير فيه، هو قدر افتقادي لابنتي. | 
| Sorun olmazsa bu şarkıyı, çok özlediğim aileme adamak istiyorum. | Open Subtitles | اذا لم تمانعوا اود أن اهدي هذه الاغنية لعائلتي التي افتقدها جدا | 
| Acaba onlar da beni, benim onları özlediğim kadar özlüyor muydu? | Open Subtitles | أتساءل إذا كانوا افتقدونى تمامًا مثلما أفتقدهم | 
| Bekle, gerçekten burada mısın, yoksa öbür tarafta seni özlediğim için bunu hayal mi ediyorum? | Open Subtitles | انتظر، أأنت هنا حقاً، أم أنّي أتصوّرك وحسب لأنّي اشتقتُ لك في الآخرة؟ |