| Seni zavallı kız! O evli ve üç çocuğu var. | Open Subtitles | ايتها الفتاة البائسة إنه متزوج ، لديه ثلاثة أطفال |
| Hasta bir kadını ve üç çocuğu onu tatmin etmek için terk edemem. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع ترك زوجة مريضة و ثلاثة أطفال لخاطر صاحبة السمو. |
| Benim yaşımdayken annemin üç çocuğu ve sarhoş bir kocası vardı. | Open Subtitles | في سني، كان والدتي ثلاثة أطفال والزوج في حالة سكر. |
| üç çocuğu mu var dedin? Üstelik birinin de çocuğu var ha? | Open Subtitles | هل قلت للتو بأن لديها ثلاثة أبناء, و أحدهم لديه طفل؟ |
| üç çocuğu olduğunu unutmuş galiba bu da doğru değil. | Open Subtitles | يبدو أنه نسي أن لديه ثلاثة أولاد وهذا غير عادل |
| O adam tam bir gangster ve üç çocuğu var. | Open Subtitles | هذا الرجل من أشد رجال العصابات و لديه ثلاث أطفال |
| üç çocuğu var, işi yok, eğitimi yok, kocası yok. | Open Subtitles | أنا لدى أخت لديها ثلاث اطفال بدون عمل، وبدون مهارات، وبدون زوج. |
| Beğendiğin Brenda'nın şimdi üç çocuğu var. | Open Subtitles | بريندا التي أُعجبت بها لديها مايقرب من ثلاثة أطفال الآن |
| 15 yıldır evli, üç çocuğu, iki ipoteği var. | Open Subtitles | متزوج مند 15 سنة , ثلاثة أطفال رهنين عقاريين |
| Kuaförümün kardeşinin üç çocuğu var. | Open Subtitles | مصفف الشعر الذي أذهب إليه ، لديه ثلاثة أطفال |
| Geceleri tren kondüktörü olarak çalışırdı çünkü üç çocuğu vardı ve hisse senedi satarak onları geçindiremiyordu. | Open Subtitles | كان يعمل محصل قطارات ليلا لأنه كان لديه ثلاثة أطفال و لم يستطع الصرف عليهم |
| Ben, üç çocuğu olan yanlız bir anneyim, Dr. Wallace. | Open Subtitles | أنا أم وحيدة مع ثلاثة أطفال ، دكتور والاس |
| Buradaydı, başarılıydı. üç çocuğu ve mutlu bir evlilik hayatı vardı. | Open Subtitles | كان هنا كان ناجحا لديه ثلاثة أطفال ومتزوج |
| Hanımın üç çocuğu var fakat sadece Dina hanımın yeteneklerine sahip. | Open Subtitles | انتي سيدة ولديها ثلاثة أطفال ولكن دينا تمتلك قدرات سيدة. |
| Birinci sınıfta üç çocuğu öldürmüştü. | Open Subtitles | قتلت ثلاثة أطفال و هى فى الصف الأول |
| üç çocuğu mu var dedin? Üstelik birinin de çocuğu var ha? | Open Subtitles | هل قلت للتو بأن لديها ثلاثة أبناء, و أحدهم لديه طفل؟ |
| Orada üç çocuğu ve torunu da var. | Open Subtitles | أن لديهم ثلاثة أبناء وأحفاد أيضاً |
| Bir baba ve üç çocuğu saldırıya uğramış. Bir çocuk kaçırılmış ama cadı diğer iki çocuğa dokunmamış. | Open Subtitles | هوجم أبٌ و ثلاثة أولاد و قد اختُطف ولدٌ واحد، لكنّها لمْ تمسس الآخرَين |
| Üç farklı adamdan üç çocuğu vardı zaten. | Open Subtitles | و لديها مسبقاً ثلاث أطفال مع ثلاث رجال مختلفين |
| üç çocuğu var, eşini kanser nedeniyle kaybetmiş. | Open Subtitles | لديه ثلاث اطفال وفقد زوجته بسبب السرطان |
| Onunla konuştuğumda, üç çocuğu vardı. Ailesi hakkında sorular sordum | TED | وعندما تحدثت معها , بقد كان عندها ثلاثة اطفال , وسالتها عن عائلتها. |
| Bir daha avukatla konuşursan, üç çocuğu da Meksika'ya götürürüm ve onları bir daha göremezsin. | Open Subtitles | إذا تحدثت إلى محامٍ مرة أخرى، سوف آخذ الأطفال الثلاثة إلى المكسيك، ولن ترينهم مرة أخرى إطلاقاً. |
| Batı Bengal'de karısı ve üç çocuğu var. | Open Subtitles | لديه زوجه وثلاث أطفال فى غرب البنغال |
| Bu adam homo ama karısı ve üç çocuğu var ve adam homoluğunu saklıyor. | Open Subtitles | ذلك الرجل مثلي الجنس, لكنه لديه زوجة وثلاثة أبناء. ولن يعترف بذلك. |
| Yeni tren yolu hattında çalışıyor. Evlenmiş ve üç çocuğu olmuş. | Open Subtitles | أنه يعمل في سكة الحديد الجديدة, لدية زوجة وثلاثة أطفال. |