| Ona söyler misin, dışarıda, onu öldürmek için üç tane kovboy bekliyor. | Open Subtitles | اعلمُيه ان هناك ثلاثة قَتْله من رعاةِ البقر في البلدةِ؟ |
| Üç makara ip var bende. En az üç tane daha lazım. Nerede diğerleri? | Open Subtitles | لدى ثلاثه خطافات على الاقل أريد ثلاثه أخرين أين حقيبه الحبال الاخرى؟ |
| New York Şehir parkında onlardan üç tane kadar var, | TED | وهناك حوالي ثلاثة منهم على كل حديقة في مدينة نيويورك. |
| Benim için üç tane var. | TED | بالنسبة لي، يتعلقُ الأمر كله بثلاثة أشياء: |
| Şu ana kadar üç tane şüpheli var, biri uygun. | Open Subtitles | حتى الأن لدي ثلاثة مشتبه بهم و واحد محتمل |
| Neden her bir parçacığın üç tane, yalnızca üç farklı versiyonları var? | TED | فـلـمَ هنالك ثلاثة، وثلاثة فقط من الصور المختلفة لكـلٍّ من هذه الجسيمات؟ |
| O adreslere üç tane gözetim ekibi yollayalım. | Open Subtitles | دعنا نبدأ بثلاث فِرق لمراقبة تلك العناوين |
| Bu yeni bok yüzünden üç tane daha O.D.'miz var. Buna Kırmızı Ölüm diyorlar. | Open Subtitles | لدينا ثلاثة اخرين من مدمنى الشىء الجديد الذى يسمونه الموت الاحمر |
| Sarı sinüs dalgasında üç tane doruk olduğunu görüyor musunuz? | TED | هل ترون كيف انه هناك ثلاث قمم لموجة اقتران الجيب ذي اللون الأصفر؟ |
| Dün gece orada üç tane üst rütbeli ajan varmış. | Open Subtitles | لقد كان هناك ثلاثة وكالات مختلفة لتطبيق القوانين هنا ليلة أمس |
| "üç tane şey var ki, bunlar benimle yatacak olursan aklını başından alacak." | Open Subtitles | هناك ثلاثة أشياء سأفعلها لك إن جئت وقفزت معي إلي سريري |
| Henüz gerçekler söylenmedi, senden daha güçlü üç tane daha var. | Open Subtitles | لكن الحيقية يجب أن تقال هناك ثلاثة ساحرات أقوى منكِ |
| Başlamadan önce bu oyuna katılabilmek için bu yıldızlardan tanesi bir milyondan üç tane almalısınız. | Open Subtitles | لتشارك في اللعبه ستحتاج أولاً أن تشتري ثلاثه من هذه النجوم مليوناً واحداً لكل واحده |
| Nasıl başardın? üç tane uyku ilacı ezip diş beyazlatma kalıbının içine koydum. | Open Subtitles | لقد طحنت ثلاثه حبوب زاناكس ووضعتها في مبيض أسنانها |
| üç tane içince çakırkeyif olabilirsiniz. | Open Subtitles | بعد ثلاثة منهم , لابد وأن تشعرى ببعض بالنشوة والابتهاج |
| O kadar zarif hareket ediyor ki. Onlardan iki üç tane var. | Open Subtitles | يتحرك كأنه فخور جدا بنفسه هناك اثنان، ثلاثة منهم. |
| Bu taştan gelen her olasılığın aynı renkten en az üç tane bağlantısı olduğunu unutmayın. | TED | لاحظ أن كل الاحتمالات تتميز على الأقل بثلاثة اتصالات من نفس اللون ناتج عن هذه العقدة. |
| Yani bir kaç ay içinde, içimde yürüyen üç tane bebek mi olacak? | Open Subtitles | لذا فيعد أشهر قليلة ، سيكون لدي ثلاثة اطفال يتحركون بداخلي |
| Önümdeki duvara iki tane daha, şu taraftaki ara sokaklara da üç tane. | Open Subtitles | هناك اثنان آخران على الحائط أمامي وثلاثة في الأزقة في مواجهة هذا الطريق |
| Onu buraya baygın halde sağlık teknikerleri getirdi üç tane kurşun yarası vardı. | Open Subtitles | رجال الاسعاف احضروها الى هنا ومصابه بثلاث طلقات |
| üç tane Mini doğuya, LA nehrine doğru ilerliyor. | Open Subtitles | لدينا ثلاثة سيارات في مجرى المطر تتَوَجّه شرقاً نحو نهر لوس أنجليس. |
| Suç tarihinde sadece üç tane soygun hakiki bir şaheser olarak dikkate alınır. | Open Subtitles | في تاريخ الجرائم هناك ثلاث سرقات فقط يمكن اعتبارها تحف فنية عبقرية |
| En pahalısından üç tane viski şişemiz var, ve içebiliriz. | Open Subtitles | لدينا ثلاث زجاجات ويسكي قسط هنا ، ويمكننا أن الشراب. |
| üç tane daha kız kardeşim var ve onlarla da çok yakındım. | TED | لدي ثلاث أخوات أيضًا، وكنا دائما مقربين جدًا. |
| Daha şimdiden üç farklı modelden üç tane numara aldım bile. | Open Subtitles | انا حصلت بالفعل على ثلاثة أرقام من ثلاثة عارضات ازياء مختلفين |
| Lord Mayor'ın önümüzdeki cumartesi günü vereceği ziyafette çorba yapmak üzere şunlardan üç tane alacağım. | Open Subtitles | سنحتاج الى ثلاثة منها لنصنع حساءا لمأدبة عمدة المدينة السبت القادم |
| İnan bana tatlım, keşke üç tane elim olsaymış diyeceksin. | Open Subtitles | ثِق بي يا عزيزي، ستتمني أن يكون لديك ثلاثة أيدي. |
| Gurupta üç tane P-2 var, fakat meydan okunan benim. | Open Subtitles | أعني, يوجد ثلاثة غيري في الصف الثاني وأنا من يتم تَحديه |