| İşte bu da size ülkemizdeki tarihi ve sistematik ırkçılığın etkilerinin somut bir örneği. | TED | وهذا مجرد مثال ملموس للتأثيرات الخبيثة العنصرية التاريخية والنظامية في بلدنا. |
| 1980’den beri, ülkemizdeki CEO’ların maaşları ortalama maaşın 30 katından 500 katına kadar çıktı. | TED | منذ 1980، انتقلت أجور المديرين التنفيذين في بلدنا من 30 ضعف متوسطي الأجور الى 500 ضعف |
| Pizzanın aroması, ülkemizdeki yaşam sevincini yansıtır. | Open Subtitles | ملون ،برائحة جذابة تماما مثل بلدنا الرائعة. |
| ülkemizdeki ve diğer latin amerika ülkelerindeki | Open Subtitles | أنه الشخص المسؤول في بلادنا وفي كافة أمريكا اللاتينية |
| Sizin gibi cesur adamlarımız olduğu sürece düşmanlarımız ülkemizdeki refahı asla yok edemez. | Open Subtitles | طالما لدينا رجالاً شجعان مثلكم فإن أعداء السلام لا يمكن أن ينجحوا أبداً في بلادنا |
| O andan itibaren ülkemizdeki mutsuzluk kıvılcımı körüklendi, kısa sürede yaşamlarımızı sonsuza dek yok edecek büyük bir aleve döndü. | Open Subtitles | من تلك اللحظة بدأ الحزن يستشري في بلادنا الذي سرعان ما حطم حياتنا إلى الأبد |
| Gerçi, ülkemizdeki insanların ilgilerini temsil etmenizi isteyeceklerine inanmam tabi ki, eğer bunları, gelecek yıl kesinlikle ölecek milyonlarca çocuğun hayatını kurtarmak için yapmıyorsanız tabi eğer hepiniz, sorunları çözmezseniz. | Open Subtitles | مع انني لا اعتقد للحظة ان افراد شعبنا في بلدنا يريدونك ان تمثل بالنيابة عنهم في مصالحهم فلو انك كنت تقوم بدورك هذا فعلا بدلا من التحدث عن حياة افضل |
| Hatta bu fedakarlıklar kendi ülkemizdeki vatandaşlarımız olsa bile. | Open Subtitles | حتى لو كانت تلك التضحيات من دماء رجال بلدنا |
| İnsanların, ülkemizdeki yozlaşmış unsurlara karşı öfkelenmelerini istiyorum. | Open Subtitles | أريد من الشعب أن يصبح غضبا حول العناضر الفاسدة في بلدنا. |
| Sizden istediğimiz, bir seri konser ile ülkemizdeki ilk sahnenizi almanız. | Open Subtitles | نريد أن نقدم لك، مع سلسلة من الحفلات تعطي لاول مرة الخاص بك في بلدنا. |
| O, ülkemizdeki masum kadınları ve çocukları öldürdü. | Open Subtitles | لقد قتل الأبرياء من النساء والأطفال في بلدنا |
| Antlaşmanın önemli şartlarından biri, ülkemizdeki Alman kuvvetlerinin silahları bırakıp müttefik güçlere teslim edilmeleridir. | Open Subtitles | المسالة الحقيقية انة يجب نزع سلاح القوات الالمانية فى بلدنا ونسلمهم للحلفاء |
| Bunu daha sık yapsaydın, ülkemizdeki iğrenç kıskançlık seviyesinin şaşırtıcı düzeyde olduğunu görürdün. | Open Subtitles | لو كنت تحضرها أكثر لعرفت المستوى الكبير للغيرة الكارهة الخسيسة في بلدنا |
| ülkemizdeki iyi şeyler için "çocuklarımızın masum sesleri"nden daha güzel bir ifade var mı? | Open Subtitles | أهنالك تعبير أجمل عن بلدنا... من أصوات أطفالنا البريئة؟ ... |
| Şimdi, ülkemizdeki suç davalarının yüzde kaçının itiraf anlaşmalarıyla sonuçlandığını biriniz tahmin edebilir mi? | Open Subtitles | الأن , هل يستطيع أحد أن يخمن ما النسبة المئوية للقضايا الجنائية في بلدنا تم حلها من خلال "مساومات بتهمة أقل"؟ |
| - Evet. ülkemizdeki terörizmle ilgili her şeye. | Open Subtitles | اجل ، اي شئ يخص الارهاب المشكوك فيه داخل بلادنا |
| ülkemizdeki eğitim sisteminin acı gerçeklerinden bir örnek daha. | Open Subtitles | مِثال آخر على النظام التعليمي الذي يُرثى له في بلادنا |
| Ama babanın ölümünün arkasında kimlerin olduğunu biliyoruz. ülkemizdeki müfritler. | Open Subtitles | لكننا نعلم من خلف مقتل والدك المتطرفون في بلادنا |
| ülkemizdeki polisler çoğunlukla boşa atış yaparlar, değil mi? | Open Subtitles | الشرطة في بلادنا طلقاتهم مزيفة ، أليس كذلك؟ |
| Ve bunların ülkemizdeki, güç ve sınıfla nasıl bir ilişkisi olduğunu bilhassa siyasi, askeri ve ekonomik seçkinleriyle ilişkisi. | Open Subtitles | النظرية والتجربة ومدى علاقة هذا بالسلطة والدرجة في بلادنا لا سيما الميادين السياسية والنخبة العسكرية والاقتصادية |
| bu iletişim ağı gönüllü olarak büyüdü gönüllü olmaya da devam edecek. bu ağ bizim ülkemizdeki ve dünyanın diğer yerlerindeki milyonlarca yaratıcı insanin akıllarının haritasını çıkarmayı denedi. | TED | وتنمو هذه الشبكة طواعية. وتستمر في كونها للمتطوعين وحاولت هذه الشبكة رسم خريطة لعقول ملايين الناس من بلادنا ومن أجزاء أخرى من العالم والذين أبدعوا. |