| Muhtemelen kendi Ülkeni de böyle bir zulümden kurtulmak için terketmişindir. | Open Subtitles | فى الغالب أنكَ غادرتَّ بلدك لتهرب فقط هذا النوع من الإضطهاد |
| Tek istediğim, Ülkeni benden nefret ettiğin kadar sevmen. | Open Subtitles | كل ما أطلبه منك هو أن تحب بلدك بقدر كرهك لى |
| Ülkeni seviyorsan fazla vaktin yok vatandaşsan çok iyi dinlemen gerekir. | Open Subtitles | أنظر ، ليس لدي وقتا كثيرا ، فإذا كنت تحب بلدك . لو أنك وطنيا ، فستسمع ، وستسمع جيدا .. |
| Bu çaresizliğinle, Ülkeni kurtarmayı başaramazsın. | Open Subtitles | أنت لا تستطيع تحمل الجعل نفسك ذلك الضعيف، ليس عندما أنت في الخارج محاولة لتوفير بلادك. |
| Teal'c çok değerli bir adamım. o olmadan, burada oturuyor olamazdın, sözüm ona, Ülkeni temsil ederek. | Open Subtitles | تيلك ثروة ثمينة بدونه أنت لن تكون جالس هنا بافتراض أنه يمثل بلادك |
| Yeterince yasadin hem de Ülkeni satarak. | Open Subtitles | لقد عشت طويلاً بما فيه الكفاية لكي تبيع وطنك |
| Sahneye çıktığın ve Ülkeni bir şey için temsil ettiğin zamanlar. | Open Subtitles | إنها أوقات كهذه، عند ترتفع على المسرح، أنكم تمثلون بلدكم لشيء. |
| "Geldim ve gördüm Ülkeni" | Open Subtitles | "رَأيتُ وفَهمتُ بلادكَ " |
| Dinle, o müthiş yerleri gezerken unutma ki sen Ülkeni temsil ediyorsun. | Open Subtitles | اسمع، بينما تشاهد كل المناظر العظيمة، تذكر أنك دوماً تمثّل بلدك |
| Ülkeni bombalayıp halkını öldürdükleri için onlardan nefret etmiyor musun? | Open Subtitles | ألا تكرههم لقيامهم بقصف بلدك وقتل البعض من شعبك؟ |
| Ülkeni kurtarmaktansa Doktor Masen ile takılmayı tercih ettiğin aşikar. | Open Subtitles | يبدوا انكي تفضلين مصاحبة الدكتور مازن على انقاذ بلدك |
| - Neyin? O an ihanet etmek için Ülkeni korumaya gittiğin an. | Open Subtitles | اللحظه التي تحولت بها من حماية بلدك إلى خيانته. |
| Ülkeni sabit hale getirdiğin sonra da sivil savaşı sonlandırdığın zaman onlara tekmeyi basacağını biliyorlar. | Open Subtitles | هم يعلمون أن في اللحظة التي تستقر بها بلدك في الثانية التي تنتهي بها الحرب الاهلية فأنت ستُخرجهم من بلادك |
| Yani, kendi Ülkeni riske etmenin cevap olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | إذن، أنتِ تظنين ان وضع بلدك في محط الخطر هو الإجابة |
| Aileni ve Ülkeni gerçekten de kardeşime mi bırakmak istiyorsun? - O hâlde hepimiz dönüyoruz? | Open Subtitles | أتريد فعلاً أن تراهن بعائلتك و بلدك على أخي؟ |
| - Müşterilerimi artık satmayacağım. - Ama Ülkeni satarsın. | Open Subtitles | ـ لقد أكتفيت من بيع زبائننا ـ لكنك ستبيع بلادك |
| Belki de en iyi liderlerini öldürüp Ülkeni savaşa sürüklemek istedim. | Open Subtitles | أو ربما أردت سحب بلادك في حرب لقتل أفضل قاداتها |
| Ne pahadına olursa olsun aileni ve Ülkeni koruyacak biri. | Open Subtitles | شخص سيحمي عائلتك و وطنك, مهما كلف الثمن. |
| Anneni bile satabileceğini biliyordum ama Ülkeni ve ruhunu, insanlığın pisliklerine satacağını sanmazdım. | Open Subtitles | كنت أعلم أنك من الممكن أن تبيع والدتك مقابل زهرية أثرية ... و لكنى لم أكن أعلم أنك من الممكن أن تبيع وطنك و روحك |
| Ghost, senin Ülkeni ziyaret etme planım değişti. | Open Subtitles | جيمس , رحلتى المخططة لزيارة بلدكم . قد تم تقديمها |
| "geldim ve gördüm Ülkeni" | Open Subtitles | "رَأيتُ وفَهمتُ بلادكَ " |
| Çocukların sana ne yaptığını sorduğunda Ülkeni korumak için ne yaptığını sorduklarında onlara dürüst bir cevap ver. | Open Subtitles | .. احرص عندما يسألك أطفالك عمّا فعلته .. ماذا فعلت لتحمي دولتك احرص على أن تعطيهم إجابة حقيقية |
| Bazen Ülkeni korumak için kuralları biraz aşmak gerekir, değil mi? | Open Subtitles | ببعض الأحيان يتوجّب عليك تطويع القوانين قليلاً... لضمان سيادة الأمن ببلدك. |