| Haydutlar arasında bile, Tajomaru zamparalığı ile ünlüdür. | Open Subtitles | حتى بين قطاع الطرق تاجومارو مشهور بأنه زير نساء |
| Evet, hayli ünlüdür. Bu binanın bodrum katı var mı? | Open Subtitles | اجل لقد كان مشهور هل هذا المبني به سرداب؟ |
| Çok ünlüdür hayatım. Yoksa taklidini yapmazlardı. Merak etmeyin Bay Banks. | Open Subtitles | إنه مشهور يا عزيزتي, صدقيني أو إنهم لن يبيعوني أياها |
| Agloe, New York, haritacılar arasında çok ünlüdür, çünkü kağıttan bir kenttir. | TED | أغلو نيويورك مشهورة جداً عند رسامي الخرائط؛ ذلك لكونها مدينة وهمية. |
| Bizim markamız bütün Buroli'de dayanıklılığıyla ünlüdür. | Open Subtitles | فبضاعتنا واعمالنا مشهورة في جميع انحاء بورولي |
| Tropikal yağmur ormanları, yoğun, birbirine girmiş bitki örtüsüyle ünlüdür. | Open Subtitles | الغابات الاستوائيّة المطيرة معروفة بنباتاتها الكثيفة المتشابكة. |
| Safran rengi patates püresi ve yeşil limonlu kuşkonmazım ile bezenmiş Vietnam usulü domuz pirzolam ünlüdür. | Open Subtitles | أنا مشهور بقَطع لحم الخنزير الفيتنامي مع البطاطا المهروسة بالزعفران و الهليون مع الليمون الأخضر الصغير |
| Aslında, eğer bakarsan, ikiz tepeleriyle ünlüdür. | Open Subtitles | في الواقع , اذا نظرتي .. انه مشهور بسبب كثبانه الرملية المضاعفه |
| Pirene dağları, öngörülemeyen havasıyla ünlüdür. | Open Subtitles | الطقس في جبال البرانس مشهور بانه لا يمكن التنبؤ به |
| Scroggs kadınları geç yaşta doğurmakla ünlüdür. | Open Subtitles | نساء سيرجين مشهور بانجاب الاطفال متأخرين في السن وهناك التبني |
| Burası başta karabiber olmak üzere baharatlarıyla ünlüdür. | Open Subtitles | مكان مشهور بتوابله ، خصوصا الفلفل الأسود |
| Ünlü olmasına ünlüdür ama.. | Open Subtitles | انها معرفوة بانها منتج محلي مشهور لكن |
| İngiliz turtaları dünyaca ünlüdür. | Open Subtitles | الفطائر الإنكليزية أصبحت مشهورة حول العالم |
| Bu sırada, Bay Slovak'ın avukatı Bruce Cutler sansasyonel davalar almasıyla ünlüdür. | Open Subtitles | في المسألة القريبة ، محامي السيد سلوفاك بروس كلتر مشهورة بمعالجة الحالات المدهشة |
| Çünkü ben Gaar Haybridge'im, ve benim binalarım ünlüdür çünkü onları ben tasarlarım. | Open Subtitles | لأنني جار هايبردج ولأن مبانييّ مشهورة بأنها قد صممت من قبلي |
| New York tiyatroları ile ünlüdür ama bunların çeşitli seviyeleri vardır. | Open Subtitles | نيويورك مشهورة بمسارحها لكن هناك العديد من المستويات المختلفة |
| - Hayır, eski birimim biraz ünlüdür de. | Open Subtitles | لا، ولكن وحدتي القديمة بالجيش كانت معروفة نوعًا ما |
| Rose. Moda, Stella Pok Baint neyde ünlüdür? | Open Subtitles | روز، في الموضة، بماذا تشتهر ستيلا بوك بينت ؟ |
| Mathura'nın tatlıları ünlüdür. | Open Subtitles | تناولها مع هذه الصلصة وسوف تنسى حلويات ماتهورا الشهيرة |
| Bazıları çok ünlüdür.Onlar bir gün yakalanabileceklerini düşünmezler | Open Subtitles | البعض مشهورون ويعتقدون بأننا لن نمسكهم ابدا |
| Lordum, Wallece pusuları hissetme özelliğiyle ünlüdür. | Open Subtitles | سيدى والاس معروف بقدرته على شم الكمائن. |
| Kurtlar Şehri karışık yollarıyla ünlüdür. | Open Subtitles | مدينة الذئاب مشهورةٌ بأن طريقها معّقد |
| İşte bu kola. Çok ünlüdür, herkes bilir. Ben Bob. | Open Subtitles | و هذا كل ما لدي, إنه كوكا كولا إنه مشهورٌ جداً و الكل يعرفه |
| Evet, burası içkileriyle ünlüdür. | Open Subtitles | نعم.هو هذا المكان مكان معروف للشراب |
| İlk temasta aşk bu olsa gerek. Başım, hayalleri gerçek yapmasıyla ünlüdür. | Open Subtitles | معروفٌ عن رأسي أنّه يحقق الأماني |