| Muhteşem sarayları, tapınakları ve ipekle baharat ticaretinden elde edilen zenginliğiyle ünlüydü. | Open Subtitles | مشهورة بقصورها الكبيرة ، و معابدها المذهبة . وفيضان أسواقها بالحرائر والتوابل |
| Balıkçı köyü heykelleriyle ünlüydü. | TED | وكانت قرية الصيادين تلك مشهورة بالمجسمات الفنية |
| yabancı filmlerden önce. Paralı TV'lerden önce ünlüydü. | Open Subtitles | كان مشهور قبل فيلم الغريب كان مشهور قبل تلفزيون الدفع |
| Matematik profesörünün bilgisayarına girip notlarını değiştirmekle ünlüydü. | Open Subtitles | بالتأكيد إنه بارع إنه مشهور باختراقه لكمبيوتر أستاذه وتغير الدرجات |
| Cummings 1962'de öldüğünde, inanılmaz ünlüydü özellikle de genç okurları arasında. | Open Subtitles | عندما مات كومنيج في 1962 , كان مشهورا جدا خصوصا للقراء الصغار |
| Dört-arkadaş çeteniz bir zamanlar çok ünlüydü. | Open Subtitles | صديقك الرابع من العصابة كان مشهوراً ذات مرَه |
| Olağanüstü güzelliğiyle ünlüydü. | Open Subtitles | كانت تشتهر بجمالها الخارق |
| Isadora 1908'lerde ünlüydü, mavi bir perde asarak, karın boşluğuna ellerini koyup, durur ve bekler ve bekler ve sonra hareket ederdi. | TED | كانت إيزادورا مشهورة حوالي عام 1908 بوضعها ستارا أزرق، وكانت تقف واضعة يديها فوق ضفيرتها الشمسية وكانت تنتظر، وتنتظر، ثم عندئذ، تتحرك. |
| Viyana, 1900'lerde kafe kültürüyle ünlüydü. | TED | كانت فيينا عام 1900 مشهورة بثقافة المقهى. |
| Ben pek çözemedim ama kasaba bu şeyleriyle ünlüydü. | Open Subtitles | لم ـأفهمها تماماَ لكن الواضح أن البلدة مشهورة بذلك ففكرت أن تعجبك |
| Yani, aşık olduğum ilk ünlüydü. | Open Subtitles | أعني، هذه أوّل شخصيّة مشهورة أقعُ في حبّها. |
| Marilyn bir telefonu nasıl tuşlayacağını bilmesiyle ünlüydü. | Open Subtitles | كانت "مارلين" مشهورة لمعرفتها كيفية الأتصال بالهاتف |
| Efendim Sam kampta çok ünlüydü. | Open Subtitles | سيدي، كان سام مشهورة جدا في المخيم. |
| Yaşarken ünlüydü, öldükten sonra tamamen unutuldu. | Open Subtitles | مشهور عندما كان حياً، ونُسىّ كلياً بعد مماته |
| Üçüncü Reich gizemli şeylerle uğraşmasıyla ünlüydü. | Open Subtitles | الرايخ الثالث كان مشهور بقدرته على الاختفاء والتسلل |
| Artık çalışmıyor ama eskiden ünlüydü. | Open Subtitles | . كان مشهور . كان يعمل في المشرق |
| "Ünlü" kelimesinin sevmiyorum çünkü insanlar daha sonra ..."O eskiden ünlüydü" diyecekler. | Open Subtitles | سببً من الاسباب التي اكره فيها كلمه مشهور لان الناس يستخدمونها بعد الكلمات ويقولون "لقد اِعتاد ان يكون مشهور" |
| Hayır, A'dan yüksek not asla vermemesiyle ünlüydü. | Open Subtitles | "A" لا، إنّه مشهور بعدم منحه لعلامة أعلى من |
| Ben küçükken, babam çok ünlüydü. | Open Subtitles | عندما كنت صغيرا كان أبي مشهورا |
| Joe Kennedy bunun için ünlüydü, dokuz çocuğuna mutfakta yardımcılar ile birlikte yemektense, masada aileleri ile birlikte yemek için atletik alanda yarışacaklarını ve kazanmaları gerektiğini söyledi. | TED | (جو كيندي) كان مشهورا بهذا، وقد وضح الأمر لابناءه التسعة فالمتوقع منهم أن يتنافسوا في الرياضة و أن يفوزوا، فربما سيجعلهم يتناولون الطعام في المطبخ مع الخدم، بدلا من تناوله في غرفة الطعام مع العائلة. |
| Yazardı. Aslında epey de ünlüydü. | Open Subtitles | لقد كان كاتباً و كان في الواقع مشهوراً كثيراً |
| Tereyağlı karidesim öyle ünlüydü ki gece gardiyanları taze taze yemek için gizlice mutfağa gelirdi. | Open Subtitles | الجمبري بالزبدة الخاص بي كان مشهوراً جداً, حراس الليل اعتادوا التسلل في الصيد الطازج. |
| Olağanüstü güzelliğiyle ünlüydü. | Open Subtitles | كانت تشتهر بجمالها الخارق |