| Müzisyenler bedenleriyle de iletişim kurar, hem diğer grup üyeleriyle hem de dinleyici ile. Müziği, bedenlerini kullanarak ifade ederler. | TED | بل ان الموسيقيين يتواصلون مع اجسامهم مع اعضاء الفرقة الاخرين , مع الجمهور انهم يستخدمون اجسامهم لاظهار الموسيقا |
| Sonuçta senatörlerle, kabine üyeleriyle görüşecek. | Open Subtitles | سوف تقابل اعضاء برلمان واعضاء مجلس الشيوخ |
| Ben de bilmiyorum ama patronum, geride kalan kulüp üyeleriyle bu konu hakkında konuşmanın iyi bir fikir olduğunu düşündüler ve ben de en iyi yolun senden geçtiğini fark ettim. | Open Subtitles | لا أعرف لكن مديري يعتقد أن الأفضل التحدث لأعضاء الجماعة الذين ما زالوا هنا وفكرت أنها ستكون الخطوة الأمثل |
| Size sormam gereken bir şey var, Kraliyet Mahkemesi üyeleriyle yaptığımız nedir? | Open Subtitles | هنالكَ شيءٌ يجب أنْ أسألكِ عنه ماذا سنفعل بأعضاء البلاط الملكي ؟ |
| Mürettebatın diğer üyeleriyle karşılaştırılınca, Jack'ın Z-dalgası düzeninde bir yükselme gördüm. | Open Subtitles | لقد وجدتُ ارتفاع بـ"موجة زي" لدى (جاك) مُقارنة بأفراد الطاقم الآخرين. |
| Politik sorunlar hakkında kongre üyeleriyle kulis faaliyetleri yürüttüm. | TED | شكلت قوى ضاغطة على أعضاء من الكونغرس بشأن قضايا السياسة العامة. |
| Biz de aile üyeleriyle görüşmelerini denetleyebiliriz. | Open Subtitles | ويمكن تأمين زيارة افراد اسرهم تحت اشرافنا |
| Başkan, Vietnam Büyükelçimiz Henry Cabot Lodge ile... ve kabine üyeleriyle görüştü. | Open Subtitles | اجتمع الرئيس مع هنري كابوت لودج سفيرنا في فيتنام وأعضاء وزارته |
| Gece Nöbeti'nin diğer üyeleriyle birlikte kuzeye doğru gidiyorlar. | Open Subtitles | إنه يسافر شمالاً مع الأعضاء الآخرونمنالحراسةالليلية.. |
| Sonuçta senatörlerle, kabine üyeleriyle görüşecek. | Open Subtitles | اسمع هي سوف تقابل اعضاء من مجلس الشيوخ ومجلس الوزراء |
| MTV'ye hoş geldiniz. Burada Radiohead'in üyeleriyle birlikteyiz. | Open Subtitles | اهلا بكم بMTV ومعنا اعضاء فرقة راديو هيد, |
| Elbette ekibin diğer üyeleriyle bağlantımız hâlâ sürüyor. | Open Subtitles | بالطبع أردنا وصلة لبقية اعضاء فريقك |
| Çünkü, meclis üyeleriyle konuşuyoruz. | Open Subtitles | لأن التحدث الى اعضاء مجلس السحرة، |
| Sanırım beni Çember üyeleriyle konuşurken görmüş. | Open Subtitles | اعتقد انها رآتني أتحدث لأعضاء الدائرة |
| Sanırım beni Çember üyeleriyle konuşurken görmüş. | Open Subtitles | اعتقد انها رآتني أتحدث لأعضاء الدائرة |
| Ara verildiğinde etrafta dolaşırken birçoğunuz kendi kabilenizin üyeleriyle tanıştınız. | TED | عند التجوال أثناء فترة الراحة العديد منك ألتقى بأعضاء من قبيلته. |
| Alex, kabine üyeleriyle temas kur. Buraya gelmelerini söyle. | Open Subtitles | الكس أتصل بأعضاء الوزارة أخبرهم أننا سنأخذهم الى نوراد |
| - Aile üyeleriyle konuştun mu? - Evet. | Open Subtitles | اتصلت بأفراد العائلة سابقا؟ |
| Komando ekibi karanlıkta Taliban üyeleriyle karşılaşmış. | Open Subtitles | مجموعة من الحراس اصطدمت بأفراد من جماعة (طالبان) في الظلام |
| Diğer ekip üyeleriyle büyük bir bağ kurma deneyi olmuş olsa da, sürdürmesi zordu. | TED | كانت تجربةً عظيمةً للترابط مع أعضاء الفريق الآخرين، لكن الإستمرار عليها صعب. |
| Kurbanlar, güvenli yerlerde ve aile üyeleriyle beraberken öldürülmektedir. | Open Subtitles | بما انه جميعهم حرقوا بوجود أعضاء من عائلاتهم في أماكن آمنة |
| Aile üyeleriyle irtibata geçebiliriz. | Open Subtitles | احد افراد العائله لنتواصل معه؟ |
| Ayrıca senatörler ve kongre üyeleriyle tanışacaksın. | Open Subtitles | أنت أيضاً ستجتمع مع أعضاء مجلس الشيوخ وأعضاء الكونجرس |
| Bu durum neredeyse, şıpsevdi sadomazoşit ve Journey çakması grubunun üyeleriyle biseksüel ilişkiye giren son hastam kadar karışık. | Open Subtitles | هذا هو تقريباً نفس القدر من التعقيد لدى مريضي السابق. الذي كان في علاقة ثلاثية، وسادية... وعلاقة شاذة أيضاً مع الأعضاء الأخرين... |