| Aslında söylemek istemedim çünkü üzücü bir şey düşünmeniz gerek. | Open Subtitles | بصراحة أنا ... لااحبتذكرشيء مثل هذا لأني اعتقد ان هذا شيء محزن |
| Ve çok üzücü bir şey ama artık insanlar hayallerini bile başka memleketlerde kuruyorlar. | Open Subtitles | هذا شيء محزن لكني أظن أنه في هذه الأيام ... عندما يحلم الناس فإنهم لم يعد يحلمون بوطنهم الخاص بهم |
| Düşündüğün zaman üzücü bir şey aslında. | Open Subtitles | أتعلم إنه محزن إذا تفكر في الأمر |
| Çok üzücü bir şey. | Open Subtitles | إنه محزن |
| Bundan daha üzücü bir şey gördün mü? | Open Subtitles | رَأيتَ أبداً أيّ شئ أشدُّ حزناً مِنْ هذا؟ |
| Genç bir adamın, tatil sırasında hastaneye gelmesi kadar üzücü bir şey olamaz. | Open Subtitles | لا يوجد شيء أكثر حزناً من شاب يأتي إلى المستشفى خلال العطلات |
| Bir düzenbazın kendini kandırmasından daha üzücü bir şey olamaz. | Open Subtitles | لا يوجد شيء أكثر حزناً من أن يقوم محتال بالإحتيال على نفسه |
| Dünya üzerinde bir grubun boş salona çalması kadar üzücü bir şey var mıdır? | Open Subtitles | هل يوجد شيء أكثر حزناً من فرقة روك تعزف لغرفة فارغة تماماً ؟ |
| Amacı olmayan bir hayattan daha üzücü bir şey yoktur. | Open Subtitles | لا يوجد شيء أكثر حزناً من حياة لا يوجد لها غرض |
| Genç bir adamın, tatil sırasında hastaneye gelmesi kadar üzücü bir şey olamaz. | Open Subtitles | لا يوجد شيء أكثر حزناً من شاب |