| Savunmalarının temeli ise hazinelerinin üzerine oturmak. | Open Subtitles | دفاعهم هو الجلوس على اشيائهم الثمينة. |
| İyi eşyaların üzerine oturmak yok. | Open Subtitles | لايمكنكٍ الجلوس على الأثاث الطيب |
| İyi eşyaların üzerine oturmak yok. | Open Subtitles | ممنوع الجلوس على الأثاث الفاخر |
| - Ağacın üzerine oturmak ister misin? | Open Subtitles | -ربما تود الجلوس على الشجرة |
| Bazen ıslak yerlere veya soğuk mermerin üzerine oturmak zorunda kalabilirsiniz. | Open Subtitles | في وقتٍ ما,ربما يضطر المرء للجلوس على أرض رطبة أو رخام بارد |
| Şimdi izninizle, şişman karımın üzerine oturmak zorundayım. | Open Subtitles | الأن أعذرني يجب أن أذهب للجلوس على زوجتي السمينة. |