| "Ama sonra, bir mucize! Tünelin sonunda ışık vardı." | Open Subtitles | ولكن حدث معجزة كان هناك ضوء في نهاية النفق |
| Daha önce görmediğim kadar parlak bir ışık vardı. | Open Subtitles | كان هناك ضوء يلمع أكثر من أي ّ شيءٍ رأيت في حياتي. |
| Az önce evin içinde bir ışık vardı. | Open Subtitles | قبل قليل، كان هناك ضوء في داخل ذلك المنزل |
| Her yerde ışık vardı. | Open Subtitles | لقد كانت تمطر والأضواء ساطعة في كل مكان |
| Her yerde ışık vardı. | Open Subtitles | لقد كانت تمطر والأضواء ساطعة في كل مكان |
| Farz edelim ki insanları göğe çeken mavi bir ışık vardı. | Open Subtitles | لنقل أنه كان هناك ضوء أزرق يسحب الناس إلى السماء |
| Ölümümden sonra, beyaz bir odada uyandım. Parlak bir ışık vardı. | Open Subtitles | بعد موتي, إستيقظت في حجرة بيضاء كان هناك ضوء لامع |
| Bu olay meydana geldiğinde, evet meydana geldiğinde, tünelin sonunda ışık vardı. | Open Subtitles | ...لقد كان هناك ضوء في نهاية النفق ...عندما |
| -Parlak bir ışık vardı ve ölmüş babaannemi gördüm. | Open Subtitles | لقد كان هناك ضوء لامع ورأيت جدتي الميتة |
| Kan kaybediyordun. Ufukta ışık vardı. | Open Subtitles | لقد كنت تنزف لقد كان هناك ضوء في الأفق |
| daha önce hayatımda ışık vardı. | Open Subtitles | فى قديم الزمان كان هناك ضوء" "فى حياتى |
| Orada bir ışık vardı, küçük bir ışık lekesi. | Open Subtitles | ... كان هناك ضوء ، بقعة صغيرة من الضوء |
| Yüzüne tutulmuş bir ışık vardı. | Open Subtitles | كان هناك ضوء على وجهها |
| - Bir ışık vardı. | Open Subtitles | ـ كان هناك ضوء. |
| Hayır, ama ışık vardı. | Open Subtitles | لا، ولكن كان هناك ضوء. |
| Bir ışık vardı. Onu takip ettim. | Open Subtitles | كان هناك ضوء. |