| Instagram'a kek fotoğrafı atmayı unutmak gibi. | Open Subtitles | كما لو انك نسيتِ ترفعي صورة كعكة على الانستغرام |
| Instagram'a attığınız fotoğrafları gördüm. | Open Subtitles | رأيت الصور التي رفعتها على . الانستغرام البارحة |
| Instagram kullanıcılarını ilgi görmenin o güçlü hissine bağımlı yapıyor. | TED | يعمل الإنستغرام على إدمان مستخدميه نحو الشعور المؤثّر لاستحواذ الانتباه. |
| WhatsApp'ta viral yanlış bilgiler, Instagram'da siber zorbalık, Facebook'ta ise Rus hackerlar var. | TED | لدينا التضليل الفيروسي على الواتساب، التنمر على الإنستغرام والقراصنة الروس على الفيس بوك. |
| Yazılı olan gerçek tutkunu desteklemek için Instagram'a çalıştığını söyledin. | Open Subtitles | أخبرتيهم أنك تعملين لصالح انستغرام لدعم موهبتكِ الحقيقيةوالتي هي الكتابة |
| Instagram'da taş ocağı partisi diye bir şey gördük. | Open Subtitles | رأينا شيئا على إنستجرام عن حفلة في المحجرة |
| Aslında bunu Instagram'da paylaşacağım böylece beni salata yaparken görebilecek. | Open Subtitles | كما واقع الأمر، أنا ستعمل إينستاجرام هذا حتى أنها يمكن أن يراني ماكين 'سلطة. |
| Instagram'da kızlar grubu hakkında bir şey yazmıyordu. | Open Subtitles | لم يقل شيئا على إنستغرام بخصوص مجموعة الفتيات |
| Instagram'daki 3 takipçime umut ışığı olmak istedim sadece. | Open Subtitles | أنافقط,أردت أن يكون منارة للأمل لمتابعي الثلاثة على انستقرام. |
| Peki,Instagram hesabın bambaşka bir hikaye anlatıyor Cleo. | Open Subtitles | الانستغرام خاصتك قال قصة مختلفة كليو ، اعرف |
| Instagram hesabın mı var senin? | Open Subtitles | الذي مستمر بحجبي عن الانستغرام هل لديك انستغرام ؟ |
| Çünkü peşimde yaklaşık 27 muhabir bir düzine blogger 40 acımasız ve sakallı adamla kameraları ve şu anda dünya çapında Instagram'da ünlü olmuş iki köpek var. | Open Subtitles | لأن قواتي تصل إلى 27 صحفي و العشرات من المدونين 40 رجل ملتحي ومتصلب الرأي معهم كاميرات وكلبنا على ما يبدو أنهم من مشاهير العالم على الانستغرام |
| Bu gömlek hiçbir arkadaşımın Instagram akışında bulamayacağı bir parça. | TED | هذا القميص هو شيء لن يكون عند أي من أصدقائي على الإنستغرام. |
| Ne kadar çok ilgi görürseniz Instagram da o kadar ilgi satabiliyor. | TED | كلما حاولتم الحصول على المزيد من الانتباه، كلما استطاع الإنستغرام البيع. |
| Yani Instagram'ın amacı mümkün olduğu kadar çok dikkat çekmeniz. | TED | لذلك إنه في صالح الإنستغرام أن تستحوذوا على أكبر قدر من الاهتمام. |
| Bu çok süper bir deneyim. Yani, gerçekten, ve bunu Instagram ve Tumblr'ım için çekmek istiyorum. | TED | يبدو أن هذه التجربة بالكامل هي، مثل، مدهشة حقًا، وأود التقاط صورة من أجل وضعها على صفحتى في انستغرام وتمبلر. |
| Instagram'da arkadaşlık isteğimi neden kabul etmediğini yanına gelip sormak istedim. | Open Subtitles | فقط أردت سؤالك بشكل شخصي لماذا لم توافق على طلب صداقتي في انستغرام. |
| Bu sorunun cevabını Instagram'a attığım beni sırtına alan gey erkekle olan fotoğrafımda görebilirsin. | Open Subtitles | سوف اجيب على سؤالك بواسطة اطلاعك على صورة انستغرام لي وانا راكب خلف رجل . شاذ جذاب جداً |
| Chanel Bayramı için, bunları Instagram takimpçilerimin hepsine kargolamalıyız. | Open Subtitles | نحتاج إلى إرسالهم إلى متابعيني على إنستجرام في الحال |
| Oh, Instagram'da, facebook'ta Hopscotch'da ya da Reddit'te falan ey apmışlar mı | Open Subtitles | أوه، أنها لم تصل إينستاجرام أي شخص، الفيسبوك، لعبة المربعات؟ مسلسل الارض الطيبة؟ |
| Oradan Instagram, Snapchat hesabını bulup hemen hemen tüm hareketlerini takip etmek kolaydı. | Open Subtitles | ومنه، كان من السهل الوصول لحساباته على "إنستغرام" و"سناب شات" وتعقب كل تحركاته. |
| Biliyor musunuz, tekrar tweetleyeceğim ya da belki Instagram. | Open Subtitles | أتعلمين , سأغرد مرة اخرى , او ربما رسالة انستقرام |