| En azından, Ernest'ın gezegenindeki bilgi deposunu yaratan ırklardan biri. | Open Subtitles | و على الأقل هم أحد الأجناس التى بنت مستودع العلوم على كوكب إرنست |
| Mümkünse karışık ırklardan olsun. | Open Subtitles | وأيضاً إذا كان بإمكانكم خلط الأجناس وإلا ستتفاجئون |
| Farklı ırklardan, yaşlardan ve cinsiyetlerden 7 kurban. | Open Subtitles | ضحايا مختلفين , من مختلف الأعمار و الأجناس و الأعراق |
| Düşük gelirli topluluklar ve değişik ırklardan topluluklar nesillerdir bunu biliyor. | TED | المجتمعات محدودة الدخل، والمجتمعات متعددة الأعراق قد عرفت ذلك لأجيال. |
| Farklı ırklardan köleler vardı. Yahudi köleler. | Open Subtitles | لقد كان هناك عبيد لعديد من الأعراق هناك العبيد اليهود |
| Cidden galaksideki en becerikli ırklardan biridir. | Open Subtitles | إحدى أكثر الأجناس المبدعة في المجرةِ، بحق |
| Beni gençleştirecek, yine genç kılacak, ve dünyayı nihayet aşağı ırklardan arındıracak güç onda bu geçen onca sene önce olmalıydı. | Open Subtitles | انها تحمل السلطة لتجديد لي ، ليجعلني الشباب مرة أخرى ، وأخيرا لتطهير العالم من كل الأجناس السفلي ، |
| En akıllı ırklardan birine ev sahipliği yapan giysiler. | Open Subtitles | بذلات تناسب أحد أذكى الأجناس إطلاقا |
| Vulkanlılar gelişmiş ve en şerefli ırklardan biri olarak kabul görürler. | Open Subtitles | من الأجناس المحترمة جدا |
| Farklı ırklardan oluşan gruplar. Yaşananlar inanılmaz, dostum. | Open Subtitles | لدينا كتائب قوات متعددة الأعراق ما يجري غير معقول |
| Dördünüz de karşıma dikilmiş, hiçbir şey yapmadan durarak çekici ama tehditkar olmayan, çeşitli ırklardan oluşan CW dizilerinden fırlamış gibisiniz. | Open Subtitles | أربعتكم تقفون هناك مكتوفي الأيدي (تبدون كطاقم تمثيل مسلسل لقناة (سي دبليو متنوع الأعراق وجذاب لكن لا يصدر منه أي عدائية |