| Öldürmek için bir ısırıktan fazlası gerekir. | Open Subtitles | رغم بإِنَّهُ يَأْخذُ أكثر مِنْ عضة واحدة للقَتْل، |
| Bunun bir ısırıktan kaynaklandığını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظن أن هذا ناتج عن عضة |
| Sanki, her ısırıktan sonra dişlerini temizliyor. | Open Subtitles | قطعا صغيرة، إنها تحب... أن تلعب بكل قضمة |
| Senden alacağım her ısırıktan keyif almaya kendimi adamış durumdayım. | Open Subtitles | وأنا ملتزم بالتلذذ بكل قضمة منك |
| İyi bir ısırıktan sonra gücünü toplaman zaman alır. | Open Subtitles | . يتطلب الأمر فترة من الزمن لتقوي بعد العضة |
| -Yapma Maurice, kıçtan ufak bir ısırıktan ne olacak? | Open Subtitles | هذا غباء، أخرس، أخرس يا موريس ما هي العضة البسيطة على الأرداف بين الأصدقاء؟ |
| Dün insanların gitmesinden korkuyordun. Bugün de o ısırıktan korkuyorsun. | Open Subtitles | البارحة خفتَ من مغادرة الناس، اليوم خفتَ من تلك العضّة. |
| Keşke öyle olduğumu söyleyebilseydim, bu ısırıktan sonra. | Open Subtitles | أود ان أقول ان هذا العلاج أسوأ من العضّة |
| Sen omuza aldığın ısırıktan 3 zarar puanı alıyorsun. | Open Subtitles | أُصبت... نقاط ضربات ثلاث جرّاء قضمة في الكتف! |
| İlk ısırıktan sonra böcek istilası artıyor ve açık yarayı bozuyor. | Open Subtitles | بعد العضة الأولى قامت الحشرات بتوسيع وتدمير الجراح المكشوفة |
| Bacağımdaki ısırıktan yürüyemiyorum! | Open Subtitles | أنا أعرج تقريباً من العضة التي في ساقي |
| Şu ısırıktan zanlı hakkında bazı şeyler bulduk. | Open Subtitles | العضة أعطتنا فكرة واضحة عن الأسنان. |